Çocukları bir milletin tohumu olarak gören Hz. Ali (r.a.) onlar için: “Çocuklarınızı kendi çağınıza göre değil, onları kendi zamanlarına göre yetiştiriniz” der ve bir sonraki aşama olan gençlik için ise şöyle buyurur: “Gençliği anlamadığınız zaman bu dünya’daki işiniz bitti demektir.” Bundan dolayıdır ki tarihte birçok hitâbeler bir toplumun geleceği mesâbesinde olan “Gençler” üzerine yapılmıştır. Zîra Milli Mücadelemizin (Cidâl-ı Milli) başkumandanı Gâzi Mustafa Kemal Paşa “Ey Türk Gençliği!” diye başlayan “Gençliğe Hitâbesi”nde gençleri muhatap alır ve “istiklâlimizin ilelebet, muhâfaza ve müdafaâ edilmesini” ısrarla tembihler. Ve yine Üstad Necip Fâzıl KISAKÜREK “Bir gençlik, bir gençlik, bir gençlik!” diye başlayan hitâbesine şöyle devam eder:
“Zaman bendedir ve mekân bana emanettir! Şuurunda bir gençlik...
Halka değil, hakka inanan bir gençlik...
Kökü ezelde ve dalı ebedde bir gençlik...
Yurduna, İslâm âlemine ve bütün insanlığa numunelik teşkil edecek bir gençlik...”
Evet, asıl mesele de Bahtiyar VAHABZÂDE misali “Eğer olmasaydı deryaca derdim, / Derdin yokluğunu ben derd bilerdim” dercesine derdsizliği kendisine “derd” edinen bir gençlik. Nitekim dersten önce derdi tavsiye eden Yusuf KAPLAN dahi gençleri muhatap alarak “Ey Genç!” diye başlar ve şu hayat düsturlarını sunar:
“Önce ‘Dert’ sahibi olacaksın...
Dert, ‘yaratılış sırrını okuma melekeleri’ ve ‘ruh’ kazandıracak sana.
İşte o zaman, ‘Ders’in ne olduğunu anlayacaksın...
Mesele, okumak mı?.. Hayır!..
Kelimeleri, ‘ruha dönüştürebiliyor musun?..’ İşte bütün mesele, bu!..
Ancak o zaman, zamanı aşar, çağlaya-çağlaya akar, toprağı sularsın...”
Bu mânâda gençlik gerçekten çok önemli… Gençliği anlamak ise daha önemlisi… Ve bir milletin geleceği olan gençler kesinlikle hafife alınmamalı, doğru yönlendirilmeli, hatta ve hatta bozuk para gibi hiç harcanmamalıdır…
Dünya tarihine baktığımız zaman açık bir şekilde şunu görmekteyiz ki, herkesin hedefi gençler olmuştur. Çünkü gençler aynı zamanda geleceğin teminatıdır. Yani, genç gelecek demektir. Gençleri kazanmak demek ise geleceği kazanmakla eş değerdir. Tabiî ki bunun aksi de söz konusudur. Yani, kaybedilen gençlik, ne yazık ki kaybedilen gelecek demektir. Bu yüzdendir ki bir düşünür bizleri şöyle uyarmaktadır: “Genç kuşaklarını ihmâl eden toplumlar, geleceklerini imhâ ederler.”
Nitekim Asr-ı Saâdette, Allah Resulü gençlere önem verip kendisine muhatap almış, onlarda “anam-babam sana feda olsun!” dercesine mukâbelede bulunarak Nebiyi zîşân’a bağlılıklarını göstermişlerdir. Yani Allah Resulünün yaşamış olduğu o mübarek asra baktığımız zaman, “genç Peygamber (s.a.v.) etrafında toplanan genç sahabeleri” görüyoruz.
- Peki, nasıl genç Peygamber derseniz?..
“Yaptıklarıyla yaşayan değil, yapacaklarıyla yaşayan” ve ümmetine de bu hâl üzere misal olan bir Peygamber. Hülâsa; “yaşı ne olursa olsun insan geleceğe dair umutlarını kaybetmişse ihtiyar’dır. Bu mânâda 17 yaşında nice ihtiyarlar 77 yaşında nice gençler” dolaşmaktadır etrafımızda. Unutulmamalıdır ki; “insan müteşebbis oldukça dinç, öğrenici oldukça gençtir.”
Önemine binâen bu konuyu biraz daha açarak devam etmek istiyoruz. Şöyle ki: İslam’ın ilk yıllarında gençlerin yaş ortalamaları 10 ila 30 arasında değişmektedir. Misal verecek olursak: ilmin kapısı Hz. Ali, İslam’a girdiğinde 10 yaşlarında, her türlü tehdit ve tehlikeye rağmen Mekke’de ilk Müslümanlara eğitim amaçlı olarak evini açıp okula dönüştüren Dâru’l-Erkâm sahibi Erkam b. Erkâm (r.a.) 17 yaşlarındadır. Yine ashabdan Câfer b. Ebî Tâlip (r.a.), Habeşistan kralı Necâşi’ye İslam’ı anlattığı zaman 25 yaşında, Allah Resulü tarafından Medine’ye muallim olarak gönderilen Mus’ab b. Umeyr (r.a.) ise 25 yaşındadır. Ve dahi yazımız uzamasın diye sayamadığımız nice genç ashap Hz. Nebi’nin etrafında âdeta pervaneler gibi dolaşmışlardır. Peygamber efendimizin bu uygulamasında iki önemli husus göze çarpmaktadır. O iki husus “gençlere verdiği değer ve onlara duyduğu güvendir.” Bugünlerde maalesef unutulmaya yüz tutan “değer ve güven duygusu” gerçekten çok önemlidir.
Gençlik bu kadar önemli ve gelecek vâd ederken bunun tersini de dikkate almak lazım gelir. Nitekim yer-yer de ifade ettiğimiz gibi “gençliği ölmüş bir toplumun geleceği olamaz.” Zîra “Bir milletin geleceğini görmek için müneccim ve ya muvakkit olmaya gerek yoktur, o milletin gençlerinin ne işle meşgul olduğuna bakmanız yeterlidir” denilmektedir. Bu mânâda kendi bağrımızdan çıkan Milli Şairimiz Mircevat AHISKALI hocamız şöyle uyarmaktadır biz gençleri:
“Hangi toplum gençliği, ilim ile donatır,
O millet lider olur, tüm dünyayı yönetir…”
Bütün bunlarla beraber demek ki; gençliğin lider olması, dünyayı yönetebilmesi için ilkin şartlardan bir kaçı; onların “İlim, İrfân, Ahlâk,” sahibi olması ve toplumlun onlara “Değer ve Güven” vermesidir. Nitekim nice gençlerin yetişmesine rehber olan Necmettin ERBAKAN hocamız bu konuda ne kadar da haklıymış: “Bir milletin asıl gücü; topu, tüfeği, tankı değil, inançlı ve imanlı gençliğidir.” Çanakkale Zaferi bunun en bariz numûnelerinden sadece bir tanesi değil midir? Aksi halde “maddiyatın maneviyat karşısında diz çöküşünü” neyle izah edebiliriz ki!? Demek ki, “Cenge gidersen gençle, / Avdet edersin sevinçle” diyor ve toplumun belkemiği olan gençlerimizin kıymetini bilmemiz temennisiyle:
“Genç adam, at yorganı!
Sana haram, uyuman!..
Aman, efendim aman!
Efendim, aman, aman!..” tembihiyle hülâsa bâbında şu “GENÇLİK PORTRESİ”yle bitirmek istiyoruz.
EVET, BİR GENÇLİK!.. BİR GENÇLİK!.. BİR GENÇLİK!..
Egoizmden (Hôdî, Self) uzak BİR GENÇLİK!..
“ - Bana dokunmayan yılan bin yaşasın” diyen bir gençlik değil, Ahmet TAŞGETİREN ağabey’in ifadesiyle: “komşuda yangın varken bana ne diyemeyiz. Bir gün o yangın bizi de sarar” idrakinde BİR GENÇLİK!..
Milli Mücadele şairimiz Mehmet Akif’in:
“Âsım’ın nesli diyordum ya nesilmiş gerçek:
İşte çiğnetmedi nâmûsunu, çiğnetmeyecek” dediği Âsım’in neslini merak eden BİR GENÇLİK!..
“Çile”yi, “Safahat”ı ve “Nutuk”u aslından okuyup fehmedebilecek BİR GENÇLİK!..
Ve son olarak:
“DÜN GEÇTİ, YARIN VAR MI?.. GENÇLİĞİNE GÜVENME! ÖLEN HEP İHTİYAR MI?” kelâmının fehiminde BİR GENÇLİK!..
(Kaynak: http://www.ahiskaligenclerbirligi.org/haberler/oeyle-bir-genclik-ki)