Konunun daha iyi anlaşılması açısından Fergana Faciası’na geçmeden önce Ahıskalı Türkler ve Ahıska Bölgesi hakkında kısa da olsa bilgi vermenin yerinde olacağı kanaatindeyiz. Kafkasya halklarından birini teşkil eden Ahıskalı Türkler, Anadolu Türklüğünün ayrılmaz bir parçasıdır. Bugün Gürcistan’ın güneybatısına sıkıştırılan Ahıska bölgesinin tarihî coğrafyası, sınırları itibariyle zaman zaman farklılık arz etmektedir. Ardahan iline sınır teşkil eden bugünkü Ahıska bölgesi, Türkiye’nin kuzeydoğusunda yer almakta ve “Abastuban, Adigön/Adıgün, Ahıska, Aspinza, Ahılkelek, Bogdanovka, Azgur ve Hırtız” gibi yerleşim birimlerine taksim edildiği görülse de tarihi seyir içerisinde bu coğrafyanın ta Erzurum’a kadar uzandığı bilinmektedir. Bu bağlamda Atabegler yurdunu içine alan “Ahıska, Çıldır, Ardahan, Göle, Posof, Şavşat, Ardanuç, Oltu, Bardız, Nariman, Tortum ve Yusufeli” tarihinin Ahıska tarihiyle doğrudan irtibatlı olduğu görülmektedir.
Anadolu’nun bir parçası olarak bilinen Ahıska bölgesi veya daha geniş bir adıyla Atabegler Yurdu, eski zamanlardan beri Türklerin varlığını sürdürdüğü bir Türk beldesidir. Zira tarihî seyir içerisinde başta Kıpçaklar olmak üzere diğer Türk boylarının bölgeye gelip yerleştikleri, mesken kurdukları bilinen bir husustur. Bu bağlamda Kafkasya’da çok stratejik bir konuma sahip olan Ahıska bölgesi, XI. yüzyılda Selçukluların eline geçmiş, bilahare Kral IV. David (1089-1125) ve Kraliçe Tamara döneminde (1184-1213) birkaç yıl Gürcü Bagratiler Hanedanı’nın hâkimiyetinde kalmış olsa da daha sonra çeşitli Türk devletlerinin hâkimiyetine girmiştir.
Ahıska ismi, Türklerin millî destanı olarak bilinen Kitâb-ı Dede Korkut’un Dresden yazmasında “اق سقا / Ak-Sika”, “Ak-Saka” veya “Akıska” şeklinde geçmektedir. Bunun da birçok araştırmacı tarafından “Ak-Kale” anlamına geldiği ifade edilmektedir. Bununla birlikte Evliya Çelebi Kafkasya’da yaşayan farklı milletlerden dolayı “Ahısha” isminin farklı telaffuzlarından bahsederek bu ismin “اخسقه / Ahıska, اخرقسقه / Âhirkıska, اقصق / Âksıka” şeklinde de söylendiğini ifade etmekte, lâkin Padişah defterhânesinde “Çıldır Eyaletine mutasarrıf fulân pâşâ” diye yazıldığını ilave ederek bölgeye zaman zaman “Çıldır” denildiğini de vurgulamaktadır.
Ahıska bölgesine XII. yüzyıl boyunca yerleşen Kıpçaklar ve mezkûr bölgede 1268-1578 yılları arasında tam 310 yıl hüküm süren “Ortodoks Kıpçak Atabegler Hükûmeti”, Anadolu’nun en uzun “Türk” beyliği olmuştur. Tarihî Türk yurdu olan Ahıska, Ortodoks Kıpçak Atabegler Hükûmetine başkentlik yapmıştır. Kuzeydoğu Ahıska/Çıldır Eyaletini teşkil eden ve kısa adıyla Atabegler Yurdu olarak bilinen mezkûr bölgenin Ahıska/Azgur’dan bugünkü Erzurum’a kadar geniş bir sahayı içine aldığı bilinen bir husustur.
Öte yandan Ahıska bölgesi 1578’de Osmanlıya ilhak olduktan sonra da değerini yitirmemiş bu sefer Osmanlılarca 1579’da kurulan “Çıldır Eyaleti”nin başşehri olmuştur. Osmanlı livası altında 250 yıl en ihtişamlı dönemini yaşayan bölge, Rusların gelişiyle 1829’da ikiye bölünerek bir kısmı Osmanlılarda bir kısmı ise Çarlık Rusya’sında kalmıştır. 1921’de ise SSCB sınırları içerisinde kalan Ahıska Bölgesi, 14 Kasım 1944’te vuku bulan büyük sürgünle Türk nüfusundan tamamen boş kalmıştır. Bütün bunlarla birlikte her ne kadar çağdaş Kartvel/Gürcü yazarlar bölge halkının “Gürcü” olduğunu iddia etseler de Ahıska bölgesinin 1944’te Sovyetler tarafından sürgün edilen “Türk nüfusu” bugün 10 ülkede dağınık bir şekilde yaşamaktadır.
Ahıskalı Türkler 14 Kasım 1944’te Türkistan/Orta Asya’ya sürgün edilirken onların yarısından çoğunun Özbekistan’a yerleştirildiği bilinmektedir. Özbekistan’da Ahıskalı Türkler daha çok Fergana Vadisi ve Taşkent Şehri olmak üzere Namangan, Andican, Sırderya, Buhara ve Semerkant gibi illere yerleştirilmiştir. 1956’da Stalin’in ölümünden sonra Ahıskalı Türkler üzerinden kaldırılan sıkıyönetim uygulamasının ardından Özbekistan’daki Ahıskalıların %30’dan fazlası Azerbaycan’a ve Rusya’nın Kafkasya Bölgesi’ne Anayurt Ahıska’ya yaklaşmak için göç etmiş olsalar da 1989 Fergana olaylarına kadar diğer Türk cumhuriyetlerine kıyasla Özbekistan’da daha çok Ahıskalı Türk’ün yaşadığı görülmektedir. Ancak Fergana olaylarından sonra Ahıskalı Türklerin büyük bir bölümü Özbekistan’dan zorla çıkarılmıştır.
Fergana faciası Ahıskalıların tehlike oluşturduğu gerekçesi ileri sürülerek 3 Haziran 1989’da gerçekleştirilmiştir. Özbekistan’ın nüfusunu en kalabalık yaşadığı bölge olarak bilinen Fergana’da 3.150.000 kişilik nüfusun sadece 15.000 Ahıskalılar oluşturuyordu. 3.150.000’lik nüfusun 2.000.000’nu oluşturan Özbeklere karşı 15.000’lik Ahıskalı Türk hiçbir şekilde tehlike oluşturamazdı. Tüm bunlarla birlikte yüzlerce evin yağmalanarak yakıldığı, resmi binaların kundaklandığı Fergana Vilayeti’nden 13.000 Ahıskalı tahliye edilmiştir. Basında sürekli yer alan yazılarda Rus askerleri halkın kurtarıcısı gibi gösterilse de bunun gerçekle hiçbir ilgisinin olmadığı bilinen bir gerçektir.
Öte yandan Fergana hadisesi dünya kamuoyunun dikkatini çekmiş ve tüm haber ajansları Ahıskalı Türklerden “Meshetler” diye bahsetmekteydi. Ne hazindir ki, Türk gazeteleri de Ahıskalılardan “Meshetler” veya “Misketler” diye bahsetmekte ve Ahıskalıların kim olduklarını bilmedikleri için yanlış bilgiler vermekteydi. Demek ki, 70 senelik bir ayrılık (SSCB gibi demir perde) bizi bu kadar birbirimizden uzaklaştırmıştı. 06 Haziran 1989 tarihli gazete haberinde (yalan-yanlış, kırık-dökük) şu bilgiler yer alıyordu:
“Misketler’in anayurtları Kafkasya ve Gürcistan bölgesidir. XVII. yüzyılın başında, Osmanlı İmparatorluğu’nun etkisi ile Müslümanlığı kabul ederek Türkleşmişlerdir. XIX. yüzyılda, Rus Çarlığı’na bağlanmışlardır.”
“Stalin, İkinci Dünya Savaşı’nın sonunda Misketleri, Türkiye’nin ajanları oldukları iddiasıyla, anayurtlarından Orta-Asya içlerine sürmüştür.”
“Daha sonra çeşitli yollardan eski topraklarına dönen Misketler, buraya yerleşen Gürcüler’le devamlı kavga halinde olmuşlardır.”
Fergana’da meydana gelen olaylarda yüzlerce, binlerce ev, hatta köyler yakılıp yıkılmış, iş yerleri ve otomobiller bu yıkımdan nasibini almış ve en korkunç olanı ise insanların ırzına, namusuna lekeler sürülmüştür.
Bu hazin olaylardan sonra Fergana Vadisi’ndeki bütün Ahıskalı Türkler, Rusya Federasyonu’nun merkez vilâyetlerine gönderilmiştir. Bu yeni göç sırasında Ahıskalılara toplu olarak iskân edilecekleri sözü verilse de Ahıskalı Türkler Rusya’nın çeşitli bölgelerine dağınık olarak yerleştirildiği bilinmektedir. Rusya’nın 8 büyük vilâyetine dağıtılan halk, burada tamamen yeni sorunlarla yüz yüze gelmiştir. Aynı zamanda Özbekistan’ın diğer bölgelerindeki Ahıskalı Türkler, kendi imkânlarıyla Hazar Denizi yoluyla Azerbaycan’a geçmişlerdir. Daha önce yani 1958-1970 yılları arasında Azerbaycan’a göç eden Ahıskalı Türkler, Fergana’dan gelen yakın akrabalarına kucak açtılar.
Fergana olayları sonrasında Ahıskalı Türklerin nüfusunu gösteren tabloyu şu şekilde verebiliriz:
Azerbaycan 135.000 kişi,
Kazakistan 105.000 kişi,
Kırgızistan 35.000 kişi,
Rusya 65.000 kişi,
Özbekistan 10.000 kişi.
Fergana faciasından sonra birkaç göç/sürgün yaşayan ve bugün sayıları 700.000 ila 800.000 arasında tahmin edilen Ahıskalı Türkler, başta Türkiye, Azerbaycan, Amerika olmak üzere dünyanın 10 ülkesinde dağınık bir şekilde yaşamakta ve bu dağınıklığa çözüm bulmaya çalışmaktadırlar.