azadzanavli @ hotmail.com

AHISKA: Gürcistan’ın güneybatısında Türkiye’nin kuzeydoğusunda yer alan tarihi bir “Türk Yurdu”dur. Dede Korkut kitabında “Ak-Sika” şeklinde geçmekte ve “Ak-Kale” anlamına gelmektedir.

İLK KIPÇAKLAR DÖNEMİ: M.Ö. VIII. ve M.S VI. yüzyıllara kadar Kafkasların kuzeyinden güneye geçip “Yukarı Kür ve Çoruh Boyları”na yerleşen Kıpçaklara “İlk Kıpçaklar” denilmektedir.

M.Ö. IV. YÜZYIL: Makedonyalı İskender Kafkasya’ya geldiği zaman burada Türklerle karşılaşmıştır. Bu Türkler Ahıskalıların ataları “Kıpçak” ve “Bun-Türkler” olduğu ileri sürülmektedir.

645 YILI: Ahıska bölgesi ilk İslâm fetihleri sırasında üçüncü halife Hz. Osman”ın (644-656) hilâfeti döneminde Şam Valisi Muâviye”nin kumandanlarından Habib b. Mesleme” tarafından (645/46) fethedilmiştir.

1068 YILI: Ahıska ve çevresi (Kars, Ahıska ve Çoruh boyu) “Sultan Alparslan” tarafından Bizans’tan alınarak Selçuklu ülkesine katılmıştır.

SON KIPÇAKLAR DÖNEMİ: 1118-1120 yılları arasında Gürcü Kralı “II. David (veya IV. David)” Selçuklulara karşı savaşacak ordusu olmadığından, Kıpçak Türklerinden müteşekkil 45.000 aileyi ülkesine davet etmiştir. Bölgeye bu dönemde gelen Kıpçaklara da “Son Kıpçaklar” veya “Yeni Kıpçaklar” (Kivchakni Akhali) denilmektedir.

1268-1578 YILLAR ARASI: Bölgenin Osmanlı ilhâkına kadar 310 yıl devam eden “Kıpçak Atabek Hükümeti” dönemi. Atabek Hükümeti aynı zamanda Anadolu’nun en uzun ömürlü Türk Beyliğidir.

1578-1828 YILLAR ARASI: Ahıska Bölgesi’nin 10 Ağustos 1578’da Mustafa Lala Paşa” tarafından Osmanlıya ilhâkı ve 250 yıllık Osmanlı dönemi.

1595 YILI: Osmanlı fethinden sonra 1595 tarihli “Defter-i Mufassal-i Liva-i Ahıska” tahrir defteri tutulmuş ve bölgede sayım yapılmıştır.

1828-1829 YILLAR ARASI: Osmanlı-Rus Savaşı gerçekleşmiş ve bu savaş neticesinde Ahıska Bölgesi, 14 Eylül 1829da Ruslarla imzalanan “Edirne Antlaşması” sonucu savaş tazminatı olarak Çarlık Rusya’sına bırakılmıştır. Bu meş’ûm tabloyu şair şöyle nazmeder: “Ahıska gül idi gitti / Bir ehli dil idi gitti / Söyleyin Sultan Mahmut’a / İstanbul kilidi gitti…”

1829-1878 YILLAR ARASI: Zulümlerle dolu Zor Yıllar…” Ahıska Bölgesi Rusya’ya katılmasıyla aynı zamanda kitlesel göçlere neden olmuştur. İlk göç 1829’da başlamış ve binlerce Müslüman, Çarlık Rusya sınırları içerisinde kalmış anayurdundan Anadolu’ya göç ederek bir kısmı, Ağrı, Muş, Çorum, Hatay ve Bursa yörelerinde yerleştirilmiştir.

1877-1878 YILLAR ARASI: Meşhur 93 Harbi diye bilinen Osmanlı-Rus Savaşı” vuku bulmuş ve Osmanlı bu savaştan yenik çıkmıştır. Neticede 1878’de imzalanan “Ayastefanos/Yeşilköy Antlaşması”yla, “Elviye-i Selâse” diye bilinen “Kars, Ardahan ve Batum” savaş tazminatı olarak Ruslara bırakılmış ve böylece Ahıska da Osmanlıdan iyice uzaklaşmıştır.

1878-1918 YILLAR ARASI: Mezkûr 93 Harbi sonrası Osmanlı Devletinin yenilgiye uğramasıyla Rus mezalimi neticesinde, Anadolu’ya yeni bir göç dalgası başlamıştır. Özellikle 1886’da “Tiflis, Ardahan, Ahıska, Kars, Çıldır ve Batum gibi yerlerden 5.000’in üzerinde Osmanlıya sığınma talebinde bulunulmuştur.

1918-1921 YILLAR ARASI: 3 Mart 1918’de Osmanlı Devleti ile Sovyet Rusya arasında Brest-Litovsk Antlaşması imzalanmış ve Rus yönetimi Kars, Ardahan ve Batum’u (Evliye-i Selâse) Osmanlı Devleti’ne geri vermeyi kabul etmiştir. Bu gelişme sunucu Ahıska ve çevresi Türk kuvvetlerinin eline geçmesiyle, Ahıska’da da “Milli Mücadele Dönemi” başlamıştır.

1921-1944 YILLAR ARASI: Sovyetler Birliği dönemi ve ızdırap dolu yıllar… 16 Mart 1921 tarihinde imzalanan Moskova Antlaşması neticesinde Ahıska Bölgesi bu sefer Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği sınırları içerisinde kalmıştır. Bu aynı zamanda bölge halkı için “sürgün, yıkım, kıyım ve toplu katliamlar”ın da ayak sesleri demekti.

1944-1956 YILLAR ARASI: Sovyetler Birliği dönemi, “Birinci Büyük Sürgün ve Esaret Yılları…” Stalin’in emri gereğince 14 Kasım 1944de 220’ye yakın Ahıska Köyünden” toplam “115.500 Ahıskalı Türk,” tarihi yurtlarından “Özbekistan, Kazakistan ve Kırgızistan”a sürülmüş ve 1956’ya kadar “Açık Hava Hapishanesi” diyebileceğimiz sıkı bir yönetimle yaşam mücadelesi vermişlerdir.

1956-1989 YILLAR ARASI: Stalin sonrası vatana dönüş için mücadeleler başlamış, olumlu netice vermeyince bir kısım Ahıskalı Türk 1958-1970 yılları arasında Azerbaycan’a göç etmiştir. Aynı zamanda 15 Şubat 1964’de Özbekistan’ın Taşkent bölgesindeki Buka Köyünde resmi olmayan “İlk Büyük Toplantı” yapılmıştır. Farklı bölgelerden 600’den fazla delege katılmış,  Enver ODABAŞEVin başkanlığında “Millî Hakların Müdafaası İçin Türk Birliği” kurulmuştur.

1989 YILI: 3-6 Haziran 1989’da “İkinci Sürgün diye isimlendirebileceğimiz “Fergana Faciası” baş vermiş, yüzlerce evin yağmalanarak yakıldığı, resmi binaların kundaklandığı Fergana vilayetinden 13.000 Ahıskalı Türk” tahliye edilmiştir. Fergana hadisesi dünya kamuoyunun dikkatini celp etmiş ve tüm haber ajansları Ahıskalılar’dan “Meshetler” diye bahsetmekle beraber, ne hazindir ki Türk gazeteleri de Ahıskalılar’dan “Meshetler” veya “Misketler” diye bahsetmekte ve Ahıskalıların kim olduklarını bilmedikleri için yanlış bilgiler vermekteydiler. Demek ki 70 senelik bir ayrılık bizi bu kadar birbirimizden uzaklaştırmıştı.

1992 YILI: Ahıskalı Türklerin Türkiye Cumhuriyetine birinci iskânlı göçü. Ahıskalı Türklerin Türkiye’ye kabul ve iskânına dair 02.07.1992 tarih ve 3835 Sayılı Kanun, 11.07.1992 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girmiş ve bu kanuna esasen 180 aile Iğdır’a iskânlı göç ettirilmiştir.

2004 YILI: Rusya’nın “Krasnodar Bölgesi”nde 13 sene sıkı rejim altında yaşam mücadelesi veren “13.000 Ahıskalı Türk,” Amerika Birleşik Devletleri’ne (ABD) göç etmek zorunda kalmıştır. Günümüzde Amerika Birleşik Devletlerinde toplam 33 eyalette Ahıskalı Türkün yaşamakta olduğu bilinmektedir.

2010 YILI: 19 Nisan 2010’da Ahıskalı Türklerin yoğun olarak yaşadıkları Kırgızistan”ın başkenti Bişkek yakınındaki “Mayevka Köyünde çıkan olaylarda 1 Ahıskalı Türk hayatını kaybetmiş, 10’u yaralanmış ve Ahıskalı Türklere ait çok sayıda ev yakılmış ve yağmalanmıştır.

2014 YILI: “2014 Rusya-Ukrayna Savaşı”nda evleri bombalanan 3000’den fazla “Ahıskalı Türk” yeniden göçe maruz kalmıştır.

2015 YILI: Ahıskalı Türklerin Türkiye Cumhuriyetine ikinci iskânlı göçü. 25 Aralık 2015’te Ukrayna’da meskûn 677 Ahıskalı ailenin iskânlı göçmen olarak kabul edilmiş ve bunlardan 605’i Erzincan’a, 72’si ise Bitlis’in Ahlât ilçesine yerleştirilmişlerdir.

Dünya’da “Sürgün Hayatı Yaşayan” tek millet Ahıskalı Türklerdir…  Bugün sayıları 400.000 ila 600.000 arasında tahmin edilen Ahıskalı Türkler, Türkiye dâhil 9 ülkede dağınık şekilde yaşamakta ve bu dağınıklığa çözüm bulmaya çalışmaktadırlar.

Milli şairimiz Mircevat AHISKALI’nın şu manzûm dizeleri, anlatılanları en veciz bir şekilde özetlemektedir:

“SÜRGÜNLERDEN SÜRGÜNLERE SÜRÜLEN,

ÇINAR İKEN KARA YERE SERİLEN,

BUĞDAY GİBİ YERYÜZÜNE SERPİLEN,

GARİP BENİM, YANAN BENİM, KAN BENİM,

ON BİNLERCE ÖLEN MÂSUM CAN BENİM…”