Bugün, Kırım Tatar halkının katil Josef Stalin rejimi tarafından, vatan Kırım’dan sürgün edilerek soykırıma uğramasının 81. yıl dönümü. 18 Mayıs 1944 günü bir şafak vaktinde, milletler hapishanesi Sovyetler Birliği’nin diktatörü Josef Stalin’in emriyle Kırım Tatar halkı öz vatanlarından koparıldı.
Ahıska Gönüllü Eğitimciler Birliği (AHGEB) Başkanı Yahya Kemaloğlu, 1944 Kırım Tatar Sürgünü ve Soykırımı’nın 81. yıl dönümünde bir anma mesajı yayımladı. Kemaloğlu anma mesajına, “Bugün, Kırım Tatar halkının 18 Mayıs 1944 yılında maruz kaldığı büyük sürgünün acılarını bir kez daha yüreklerimizde hissediyoruz.” diyerek başladı.
“Bir Ahıska Türkü olarak bizlerle benzer dönemde aynı yöntemlerle maalesef bu sürgünlere maruz kaldık. Bu nedenle, Kırımlı kardeşlerimizin yaşamış olduğu acıları en güçlü şekilde hissediyor ve paylaşıyorum. Bu sürgünler dönemin Sovyet lideri Stalin rejimi tarafından acımasız bir şekilde uygulanmış ve hayata geçirilmiştir.” diyen Kemaloğlu cümlelerine, “Bu süreçte binlerce masum insan vatanlarından uzaklaştırılmış, aileler parçalanmış ve insanlar hayatlarını kaybetmiştir. Bu zulmü işleyenleri ve bu kararı alanları insanlık vicdanı karşısında açıkça kınıyor ve lanetliyorum.” diyerek devam etti.
Ayrıca Kemaloğlu mesajında, “Geride kalan 81 yıllık dönemde birçok baskı, zulüm ve sürgünlere maruz kalmalarına rağmen Kırımlı soydaşlarımız kendi kimliklerini, millî ve manevi değerlerini güçlü bir şekilde korumuşlardır. Bu süreçte yaşanmış olan sürgünlerin, baskı ve zulümlerin artık geride kalmasını diliyor, Kırımlı soydaşlarımızın kendi vatanlarında özgü ve müreffeh bir şekilde yaşayacağı günlere kavuşmasını diliyorum.” ifadelerine yer verdi.
Kemaloğlu, bu vesileyle sürgün yollarının hayatını kaybeden Kırımlı Tatarlarına yüce Allah'tan rahmet dileyerek anma mesajını sonlandırdı.
18 MAYIS 1944 KIRIM TATAR SÜRGÜNÜ VE SOYKIRIMI
18 Mayıs 1944 günü bir şafak vaktinde, milletler hapishanesi Sovyetler Birliği’nin diktatörü Josef Stalin’in emriyle Kırım Tatar halkı öz vatanlarından koparıldı.
Sovyet yönetimi, sürgünden sonra Kırım’da, Kırım Tatarlarının varlığına işaret eden her şeyi ortadan kaldırmaya başladı. Adeta bir kültürel soykırım dalgası başladı. Köy, kasaba, ilçe ve şehirler başta olmak üzere yarımadadaki binden fazla yerleşim yerinin Kırım Tatarca olan adları değiştirildi.
Sovyet yönetimi, Vatan Kırım’ın demografik yapısını değiştirmeyi amaçladı. Ancak Kırım Tatarları, bağrından koparıldıkları o aziz vatanı, Kırım’ı hiçbir zaman unutmadı. Sürgünlük yollarında, sürgün edildikleri yerlerde vatana dönmek için çaba gösterdi. Nihayet, yıl 1989’u gösterdiğinde Kırım Tatarları, yavaş yavaş ata topraklarına dönmeye başladı. O tarihten itibaren Kırım Tatarları yaşadıkları yokluklara rağmen vatanda kalma mücadelesini sürdürdü.
Kırım Tatarları, 1989’un sonuna kadar sürgün yerlerinde zorla tutuldu. O döneme değin gerçekleşen vatan Kırım’a geri dönme teşebbüsleri, hapisle ve yeni sürgünle cezalandırılıyordu. Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla birlikte Kırım Tatarları vatana dönmeye başladı. Ancak yaklaşık 150 bin Kırım Tatarı maddi yetersizlik ve yasal engeller nedeniyle Türkistan bölgesinde kaldı.
2015 yılında Ukrayna Parlamentosu, Kırım Tatar Sürgünü’nü soykırım olarak kabul etti ve 18 Mayıs tarihini “Kırım Tatar Soykırım Kurbanlarını Anma Günü” olarak ilan etti.
2019 yılında Letonya ve Litvanya meclisleri, 2022’de Kanada parlamentosunun alt kanadı olan Avam Kamarası, 2024'ün temmuz ayında Polonya Parlamentosunun alt kanadı olan Sejm, 2024'ün ekim ayında Estonya Parlamentosu (Riigikogu) ve 2024'ün aralık ayında Çekya Parlamentosunun üst kanadı olan Senato, 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü'nü soykırım olarak tanıdı.