azadzanavli @ hotmail.com

“İnsan büyür beşikte,

Mezarda yatmak için.

Kahramanlar can verir,

Yurdu yaşatmak için.”

 

“Bu vatan toprağın kara bağrında,

Sıradağlar gibi duranlarındır.

Bir tarih boyunca onun uğrunda,

Kendini tarihe verenlerindir.”

 

 “Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır;

Toprak, eğer uğrunda ölen varsa vatandır!”

 

“Vətən daşı olmayandan, olmaz ölkə vətəndaşı.”

 

Bizim dinimizde vatanı için Allah yolunda canını feda eden bir Müslüman’a şehîd denir. Şehîdlik, İslâm’da en büyük bir mertebedir. Şehîdlerimiz vatanımızın birliği ve beraberliği bozulmasın, başka güçler ülkemizi esir etmesin diye namusumuzu ve şerefimizi korumak için canını vatan için feda eden kahramanlardır. Bu anlamda bir Azerbaycan askerinin “Vətən” hakkındaki duyguları kaydetmeye değerdir: “Biz vətənə ana deyirik, ananınsa hakkını ödəməyə bir ömür bəs eləməz, galdıki il yarım bəs eləsin.” Zîrâ vatan sevgisi imandan gelir. Milli şairimiz Abbas SƏHHƏT bu hakikati şöyle dile getirir:

“Vətəni sevməyən insan olmaz,

Olsa da ol şəxstə vicdan olmaz.”

Millî şairimiz Mehmet Akif ERSOY’un ifadesiyle şehîdlerin kabri Hz. Peygamberimizin âgûşudur, kucağıdır. Zira bu gerçeği şu şekilde ifade eder:

“Ey şehîd oğlu şehîd, isteme benden makber,

Sana âgûşunu (kucağını) açmış duruyor Peygamber…”

Şehîdlerin Allah katında kadir ve kıymetleri pek yüce olmakla birlikte, âhirette en büyük rütbenin Peygamberlikten sonra şehîdlik olduğu belirtilmiştir. Bunun içindir ki, şehîdlerin bütün günah ve kusurları Allah tarafından affedilmektedir. Zira Müslümanları, düşmanlarına üstün kılan en mühim esaslardan biri “Ölürsem şehîdim, kalırsam gazi olurum!” inancıdır. Bu yüce makam ile ilgili Allah (c.c.) kur’ân-i kerîmde Bakara suresinin 154. ayetinde şöyle buyurmaktadır:

“Allah yolunda öldürülenlere ‘ölüler’ demeyiniz. Bilâkis onlar diridirler, lâkin siz anlayamazsınız.” Buna benzer başka bir ayette ise şöyle buyrulmaktadır:

“Allah yolunda öldürülenleri sakın ölüler sanma. Onlar diridirler ve Allah’ın, lütfundan kendilerine verdiği nimetlerin sevincini yaşayarak, Rableri katında rızıklandırılmaktadırlar.” (Âli İmrân, 169)

Şehîdler, Rasûlullah Efendimiz (s.a.s)’in şu iltifatına da mazhar olmuştur: “Hiç kimse cennete girdikten sonra -bütün dünya kendisine verilecek olsa bile- tekrar dünyaya dönmek istemez. Yalnız şehîdler hariç. Onlar gördükleri izzet ve ikram nedeniyle dünyaya dönüp, on defa şehîd olmayı arzu ederler.”

Öte yandan Gazi ise, şahadeti göze almış ve şehîdlikten sonraki en yüksek mertebeye, gazilik şerefine ulaşmıştır. Yüce Rabbimiz gaziler için de tükenmez mükâfatlar hazırlamıştır. Rahmet Peygamberi Efendimizin şu ifadesi gazilerimiz için ne güzel bir müjdedir:

“Bir kimse Allah yolunda şehîd olmayı cân-ı gönülden isterse, yatağında ölse dahî Allah onu şehîdler derecesine yükseltir.” Bir askerimizin ifadesiyle:

“Bugün bizden vatan razı olacak,

Nefer şehîd ordu gazi olacak…”

Bizler de şehîd ve gazilerimize layık olabilmek için her zaman birlik ve beraberlik içinde olmalı ve vatanın birliği uğrunda her zaman can ve baş ile çalışmalıyız. Millet olarak vatanımıza daima sahip çıkacak ve bu güzel ülkemizin bir karış toprağını bile düşmanlara asla teslim etmeyeceğiz. Mehmet Akif ERSOY’un ifadesiyle:

“Sâhipsiz olan memleketin batması haktır;

Sen sâhip olursan bu vatan batmayacaktır…”

Sen yerinde rahat uyu şehîdim!.. Bizler sahip çıkacağız ve bu cennet vatan asla batmayacaktır. Yurdumuza alçaklar asla ayak basmayacak. Yeri gelse “böyle hayâsızca akını” durdurmak için gövdemizi siper edeceğiz. Çanakkale’de, 15 Temmuz’da, Birinci ve İkinci Karabağ Savaşı’nda olduğu gibi…

Son olarak Şanlı İkinci Karabağ Mücadelesi’nin birinci sene-yi devriyesi “Anım Günü”nde bütün şehîdlerimize rahmet diliyor, şehîd analarının ellerinden öpüyor ve “Şehîd Anası” isimli şiirle duygularımıza son veriyoruz:

 

 “Ay ana, nə olar qara bağlama,

Saçına tumar çək, dara bağlama,

Gözündə yaşlardan sıra bağlama.

Sənin Şəhid adlı oğlun yaşayır,

Bu adı Vətənlə birgə daşıyır.

 

Toyunda qol açıb oynamasanda,

Əlini hənayla boyamasanda,

Hamıya qarışıb, qaynamasanda

Başını uca tut, düşməni yıx, əz

Şəhid anasısan, zirvələrdə gəz.

 

Qayıdar torpaqlar, alınar qanı,

Ruhu cənnətdədir, məzarda canı,

Kim tutub qalıb ki fani dünyanı?

Hər iki dünyada olan olacaq,

Tək Şəhid sözündən gözlər dolacaq.

 

Ay ana, nə olar kiri, ağlama,

Şəhidə yas tutub matəm saxlama,

Sənə yalvarıram sinə dağlama.

Şəhidlər tarixin qan yaddaşıdır,

Şəhidlər dünyanın gözyaşlarıdır…”

 

Rahmet ve minnetle…