Herkes farkındadır ki, özellikle son dönemde bir grup Ahıska Türkleri arasında giderek tırmanan ve her geçen gün çok daha itici hale gelen bir tartışma sürüp gitmekte. Burada tartışmanın konusuna, içeriğine, bu tartışmanın kimler tarafından yapıldığına girmeyeceğim. Zaten yazımın konusu da bu değil. Lakin bir sürü Ahıskalı genç özelden mesaj göndererek ve ya telefonla arayarak bu yaşananlardan rahatsızlıklarını dile getirerek bunun bir çözüme kavuşturulmasını ve son bulmasını istiyorlar.
Çok değerli Ahıskalı gençler bu yaşanan tartışmaların sizi yorduğunu, rahatsız ettiğini, asıl sorunlarımız, problemlerimiz ve en önemlisi vatan mücadelemizi gölgelediğini, aksattığını mı düş düşüyorsunuz? O zaman size tavsiyem o olur ki bu tartışmaları ve bunu yapanları hiç ama hiç dikkate almayın. Sizler halkıma, milletime nasıl daha iyi hizmet edebilirim diye düşünün ve düşüncelerinizi hep birlikte hayata geçirmeye çalışın. O vakit bu tartışmaları yürüten insanlar da buna son verecektirler. Zira sizler tarafından hiçbir karşılık alamayınca bu tartışmaları yapanlar, yürütenler ve buna çanak tutanlar durmak zorunda kalacaklar.
Siz uzak durmaya çalıştıkça sizi bu tartışmanın içine çekmeye çalışabilirler. Şunu unutmayın ki şuanda bu grubun birbirlerine karşı iddia ettiklerin bütün suçlamalar tamamen hukukun kapsamına girmektedir. Dolaysı ile bu iş ancak mahkemede çözülür. O yüzden sizi bu tartışmalara sürüklemek isteyenlere ‘’Eğer ortada anlattığınız, iddia ettiğiniz gibi suçlar ve bu suçu işleyenler varsa gidin savcılığa şikâyette bulunun. Hukuk kapsamına giren bu tartışmada kimin haklı kimin haksız olduğuna hakimler karar versin’’ diyerek onlara açıkça çağrıda bulunun ve kendilerine kapıyı gösterin.
Sizler iyi biliyorsunuz ki bir dönem faaliyet göstermekte olan AHİMED (Ahıskalı Öğrenciler Mezunlar ve Mensuplar Derneği) bir Fetö derneği idi. Bu dernek gençlerimizi asıl hedefinden uzaklaştırıyordu. Benim de içerisinde bulunduğum bir grup genç bir araya gelip güçlü bir mücadele vererek bu yapı içinde bulunan gençlerimizi onların ağından çekmip aldı. Sonrasında ise hep birlikte yine büyük bir mücadele ve azimle Ahıskalı Gençler Birliği (AGB) kuruldu. AGB(Ahıskalı Gençler Birliği) kurulduktan bu yana bütün gücüyle gençlerimizi birlik ve beraberlik haline getirip gereksiz, lüzumsuz asıl hedeften uzaklaştırarak boşuna zaman ve enerjinin kaybettiren tartışmalardan uzak tutarak asıl mücadelemize odaklandırmıştır. Bu sebepledir ki Türkiye’de eğitim görmekte olan Ahıskalı gençler yılda da sadece üç günlük eğlence tarzında bir programla yetinirken AGB kurulduktan sonra her sene neredeyse 25-30 arası konferans, panel, festival ve s. tarzı programlar hayata geçirmeye başladı.
Son üç yılı dikkatle gözden geçirdiğinizde göreceksiniz ki artık gençlerimiz daha aktif, daha faal hareket ve halkının geleceği için büyük çaba sarf etmektelerdir. Çok detayına girmeden verdiğim bu örneği lüzumsuz tartışmalardan uzak durduğumuz, asıl hedeften şaşmadığımız, enerjimizi ve zamanımızı düzgün harcadığımız taktirde neler yapabileceğimizi göstermek açısından verdim.
Kardeşlerim bir mücadelenin yürümesi için para ve bürokrasiyi aşmak yetmiyor. Bir mücadelede bunlardan daha önemlisi olan neşriyat, edebiyat, sanat ve bunları yapacak insan kaynağı olmayınca o mücadele yürümüyor. Dikkatlice baktığımızda görüyoruz ki, bizim gençler çok coşkun ve mücadelecidir ama maalesef ki, onları mücadelenin içine çekemiyoruz. Çünkü onlara halkımızın sorunları ve vatana dönüş mücadelesinin önemini anlatılamamakta. Bir Ahıskalı gencimiz Çeçenistan’ın toprağının Çeçenlerin olduğunu, onların yurdu olduğunu savunurken neden Ahıska’ya lakayt kalıyor? İşte bütün mesele tam da bu noktadadır. Neden bir genç Çeçenlerin verdiği mücadeleyi öve öve anlatırken kendi mazisine karşı aynı övüncü taşımıyor? (Bunu bütün gençlerimiz için demiyorum ama düşünüyorum ki bu sayı kayıtsız kalınmayacak kadar çoktur) Bunun üzerinde ciddi bir şekilde düşünmek gerekiyor. İnanıyorum ki şairlerimiz, yazarlarımız bu konu üzerinde ciddi şekilde düşünecektirler.
Düşüncem o ki, gençlerimiz yakın zamanda yaşanan ve geçmişte yaşanmış bu gibi kısır ve itici tartışmalardan bıkmış ve usanmışlar. Gençlerimize bu tartışmaları yapanlara karşı tepki gösterin demiyorum. Yazımın başında da dediğim gibi bilakis hiçbir tepki göstermeyin, onları dikkate dahi almayın. Sizleri içine çekmeye çalışırsalar da uzak durun. Asıl hedefinize odaklanınız ve halkınız, milletiniz için ne yapabilirim diye düşününüz. Unutmayın ki sizin her şeyin üstünde bir vatan mücadeleniz var. Bu kutsal ve onurlu mücadeleyi hakkını vererek omuzlarınızda yükseltin.
Evet, farkındayız ki biz dünyanın dört bin yanına dağılmış, parçalanmış, sürgün, soykırımlar ile psikolojimiz alt üst olmuştur ama mücadelelere kutsallık veren, onu yücelten işte bu zorlukları aşmak değilimdir?
Son olarak çevrenizde sizlere gerçekler adı altında bir şeyler anlatmaya çalışanlar ve mümkünsüz diye dem vuranlar olacaktırlar. Ama unutmayın bu başaramayanların, kabullenmişlerin, umutsuzların gerçekleridir. Sizin ise hiçbir zaman, hiçbir kimsenin kıramayacağı umudunuz, yolunuzdan çeviremeyecekleri hedefiniz var. Siz başaran ve bunu mümkünsüz diye dem vuranların yüzüne tokat gibi çarpan bir nesil olacaksınız. Buna inanın!