Neredeyse bir buçuk aydır ki, bir sürecin gittikce ivme kazanarak işlediği çoğumuz tarafından bilinmektedir. Yine hepimiz biliyoruz ki, hiçbir süreç kendiliğinden başlamaz. Bir sürecin başlaması için muhakkak bu süreci başlatacak faktörler, olaylar dizisi olmalıdır. Her ne kadar DATÜB mevcut yönetimi ve yandaşları bu sürecin dışarıdakiler tarafından başlatıldığını düşünse de aslında süreç DATÜB yönetim şekli ve tüzüğünün antidemokratik olmasından doğan ardı ardına hatalar, yanlışlıklar, usulsüzlüklerden sonra başlamıştır. Yine birileri (özellikle mevcut yönetimdekiler ve yandaşları) ‘’Bu süreç birileri tarafından bilinçli olarak DATÜB Rusya Temsilcisinin PKK Toplantısına katılması sonrasında başlatılmıştır’’ diyebilir ancak bu kesinlikle böyle değildir.
DATÜB Rusya Temsilcisinin PKK toplantısına katılması sürecin başlamasına değil ivme kazanmasına sebep olmuştur. İvme kazandırmıştır çünkü bu yönetim şekli, tüzük ve yönetim ile daha ne gibi büyük bir hataların, yanlışlıkların hatta ihanetlerin olabileceğini fiili göstergesi olmuştur. Aynı zamanda bu olay insanlara DATÜB yönetim şekli, tüzüğünün ne kadar hukuk tanımaz, antidemokratik olmakla yönetimin şeffaflıktan, hesap verilebilirlikten uzak olduğunu da daha net bir şekilde göstermiştir. Yine bununla beraber insanların DATÜB yönetiminin 8 yıllık süreçte ortaya koyduğu çalışmalarını, performansını da gözden geçirmeye itmiştir. Özellikle belirtmek gerekirse bu sürecin başlamasının temel faktörleri DATÜB tüzüğü, yönetim şeklinin antidemokratik, tek kişi endeksli, hesap verilebilirlik ve şeffaflıktan uzak olmakla yönetiminin yetersizliğidir. Bundan dolayı da mevcut yönetim dışarıda suçlu aramayı bırakıp kendilerine bakmaları gerekir.
Yönetimdekiler iyi okuyabilirseler ATVİB eski genel başkanının DATÜB yönetimi tarafından desteklenmesine bakmayarak halk tarafından mevcut genel başkanın seçilmesinin temelinde yatan asıl faktörlerden biri de Azerbaycan’da yaşayan Ahıska Türklerinin DATÜB yönetimine olan inançsızlığıdır. Yine aynı şekilde AGB’nin (Ahıskalı Gençler Birliği) DATÜB yönetime keskin çizgi koymasının sebebi de buna bağlıdır ki, bu da tıpkı sürece ivme kazandıran ATVİB yönetim değişikliği gibi sürece olumlu manada katkı sağlamıştır. Buna ilaveten bütün uğraşlara rağmen Rusya’da DATÜB yönetiminin muhatap alınmamasının ve Rusya’daki Ahıska Türklerinin meşru birliği olan Ahıska Türkleri Vatan Uluslararası Cemiyeti’nin (MOMT) otoritesini sarsamamasının temelinde de bu faktör yatmaktadır. Bunlarla beraber Bursa'da yapılan toplantıyı asıl mahiyetinin dışında empoze etmeye çalışmaları ve bu toplantıyı karalamalarına rağmen başarılı olamamalarının sebebi de halkın DATÜB yönetime olan güvensizliğinin göstergesidir. Bunların dışında daha onlarca olaylar dizisi vardır.
Bütün bunlardan sonra yönetimin gerekli adımlar atmaması ve yetersiz kalması da yönetime olan güvenci tamamen kırmakla birlikte DATÜB dışında bırakılanların farklı bir yol izlemesine getirip çıkarmıştır. Yani iş birliği yapmasına sebebiyet vermiştir. İşte bu iş birliğinin de temelleri 4 Kasım Ankara Toplantısı’nda atılacağına hiç şüphemiz yoktur. Hatta daha toplantı olmadan bu süreç ilk meyvesini vermiş ve Azerbaycan’da yaşayan Ahıska Türklerinin Ahıska Türkleri Vatan İçtimai Birliği (ATİVB) ile Rusya’daki Ahıska Türkleri Vatan Uluslararası Cemiyeti (MOMT) vatana dönüş konusunda Gürcistan devletinin ilgili bütün kurumları ve STK oluşumlarıyla ikili işbirliği ve ilişkileri yürütmek üzere daimi süreli Çalışma ve Görüşme heyeti oluşturmuştur.
Bu yazıda özetle demek istediğim sürecin başlamasının temel sorumluları DATÜB yönetiminin ta kendisidir. Bu sürecin gittikce ivme kazanarak işlemesinin sorumluları da kendileridir. Kendilerinin bunu görememelerinden dolayıdır ki, ardı ardına hatalar yaparak süreci daha da hızlandırmaktalar. Belki de farkına varmıştırlar ve bunun içindir ki, özellikle sosyal medyada olmakla sürekli bir çaba içerisindeler. Ancak bunun için çok geç zira süreci başlatan kendileri olsa da kontrolü artık tamamen muhaliflerin yani Yenilikçilerin elindedir.