Yunus Hocaya Veda….
Bir Yunus Geldi geçti şu yalan dünyadan…
Doğduğum köy Ahıska Muaciri bir köydü. 93 Harbi sonrası Ahıskadan Anadolunun tam ortasına Yozga ta gelip yerleşen Ahıskalıların kurduğu bir köy. Günümüzde bazı Ahıskalıların dediği gibi eski Ahıskalıydık, gerçi neye yada kime göre eskiyse . Ahıska bizim Ata yurdumuz dedelerimizin nenelerimizin doğup büyüdüğü yaşadığı ve ayrılmak zorunda kaldıkları , koparıldıkları yer.
Bu nedenle Ahıskaya olan aidiyetin eskisi yenisi yok bence…
Vatan aşkı ayrı bir şey dedem 100 yıl önce gelsede, Ahıska benim için ayrı ve önemli bir yere sahip, bir aşk bir sevda, bir aidiyet ve bir vefa.. Bu nedenle küçüklüğümden bu yana Ahıska davam ve sevdam olmuştur , her koşulda her fırsatta dile getirmişimdir.
Yunus Hocamla Tanışmam…
2005 yılı Ankarada üniversiteye başlamıştım. Birinci sınıfın ilk günleri arkadaşlarla burs bulmak için Ankara sokaklarında vakıf ve derneklere bakmış eve dönerken gözüm Maltepede Uluslararası Ahıska Türk Dernekleri Federasyonu yazılı tabeleya takıldı. Arkadaşları bırakarak hemen federasyonun kapısını çalmıştım. İçerde Mehteber abla ve Ahıskalı öğrenciler vardı. Mehteber abla Paşalı abi onlar federasyonda görevliydiler onlarla tanıştık sohbet edip ayrılmıştım ordan .
Mutluydum çünkü kendimden eksik bir parçayı bulmuş gibi. Bundan sonra tekrar federasyona geldiğimde, federasyon başkanı Yunus hocamla da tanışmıştık. Kibar, nazik, mütevazi ve sıcak kanlı bir insandı, tanıştık sohbet ettik. Üniversiteme de yakın olması hasebiyle Yunus hocama daha sık uğrayıp Ahıska üzerine konuşmalarımız , muhabbetimiz artmıştı. İlerleyen günlerde burada zikredemeyeceğim bağzı malum sebeplerden ötürü Yunus Hocam federasyonu feshederek yeni bir ofise taşınmış Bizim Ahıska dergisini çıkarmaya devam etmişti.
Ankara da Üniversite okuduğum süreçte Yunus Hocamla sık sık görüşürdük. Onun ne kadar dava adamı hasbi bir insan olduğunu birebir müşahede etmiştim. Ahıska sevdamı görmüş bu konuda bana destek olmuştu. Ahıska sevdamı yazıya dökmem için bana yol göstermişti. Ben bu davada var olup kendimce küçücük şeyde yapabiliyorsam Yunus Hocamın desteği ve yol göstericiliği ile olmuştur.
İlk makalemde onun önerisiyle 93 Harbi sonrası Ahıskadan kopup gelerek Yozgatın Yerköy ilçesi Orhan köyüne gelen Ahıskalılar üzerine olmuştu. Daha sonra yine Yozgat-Akdağmadeni ve Ahıskalılar adlı makale… derken birçok yazımı Yunus Hocamın teşviki ve desteğiyle kaleme döktüm. Ve şundan eminim ki birçok arkadaşıma bir çok Ahıskalıya yazma konusunda desteklemiştir.
Üniversite bitip İstanbul da ve Antalya da da çalıştığım süreçte hocamla irtibatım muhabbetimiz devam etti.
Ondan aldığım ışık ve destekle Bu davaya, milletime bir hizmet aracı olması için Ahıska Türklerinin Haber Ajansını, Ajans Ahıskayı açtım. Yaptığım haberlerde yazdığım yazılarda başım sıkıştığında hemen sığındığım danıştığım bir yakınlıktaydı.
Yıllar böyle devam ederken Hocamın hasta olduğu haberi beni derinden üzmüştü, tedavi süresince hep iyileşmesi için dualar edip iyi dileklerde bulunmuştuk. Oda bu süreçte hem zorlu tedavisini görmüş hemde Ahıska davasına yılmadan usanmadan eserler vermeye devam etmişti. Bizim Ahıskayı çıkarmaya devam etmişti. Son sayıyı çıkarmadan önce konuştuğumuzda çok şiddetli ağrıları olmasına rağmen, tedavi sürecinin çok zorlu olmasına rağmen derginin veda sayısını çıkarmayı çok istiyordu, ve çıkardı da. Izdırap veren acılarına aldırış etmeden bize Bizim Ahıskayı bırakarak gitti.
Çok zorlu bir tedavi sürecinde hep iyileşmesini umut etmiş o güzel haberi almayı arzu etmiştim. Ama olmadı , ruhunu rahmana teslim ettiği gün gelen haberle sarsıldım.
Önce inanmak istemesemde gerçek bu yönde idi , haber doğru yunus hocam yaşama veda etmişti, insan çok sevdiği bir insanı kaybedince ne hisseder, işte öyle bir acı, hıçkırıklar boğazıma düğümlenmişti. Gerçekten çok zor oldu bu haber.
Ertesi gün ona karşı vazifemi yapmak için, cenaze töreni için Ankaraya gittim. İlk tören görev yaptığı Gazi Üniversitesinde oldu. Rektörlük konferans salonunda gerçekleşen törende herkes çok üzgündü. Konuşma yapan Rektör Bey, Eski Dostlarından Seydişehir Kaymakamı, Büyükelçi Fırat Sunel , Oğlu Ahmet Gazi kürsüde onu gözyaşlarıyla andılar.
Her fırsatta koşarak yanına gittiğim Gazi Üniversitesine onun cenaze töreni için gitmek, her zaman muhabbet ettiğim o güzel insanı önümde tabutta görmek çok üzdü beni.
Öğle namazına mütakip Kocatepe camiinde cenaze namazını kıldığımız Hocamızı Karşıyaka mezarlığında defnettik. Herkesin derin üzüntüsü gözlerinden yüzleriden okunuyordu. Sevdiğimiz saydığımız hocamızı artık rabbimize emanet etmiştik….
Bu Dünyadan Bir Yunus Geçtiii.
Üzüntümüz büyük, Ahıska Türkleri yılmaz savunucusunu, abisini, büyüğünü değerlisini kaybeti. Onu kaybetmek bizi derinden sarssa da toparlanarak onun davasına sarılmak, Ahıska davasını sürdürmek lazım.
Onun bizde yaktığı ışık hep yanacak, bu davada onun gibi yılmadan hizmet etmeye devam edeceğiz.
Ruhun şad mekanın cennet olsun hocam….Rabbim sana merhamet etsin cennetine alsın. Geride kalan sevenlerine, ailene sabırlar versin…
Ruhuna: FATIHA.