AHISKA’YA AİT MUFASSAL DEFTERLER

MUFASSAL DEFTER’i Osmanlılar'da vergiye esas olan kaynakları belirlemek amacıyla yapılan sayımların kayıtlarının ayrıntılı olarak gösterildiği tahrir defterleridir. Osmanlı döneminde bir bölgenin fethedilmesinin ardından hemen ilk tahrir yapılır, bu kayıtlar düzenli olarak tutulurdu. Vergi gelirlerindeki artış ve azalışlar ya da yeni bir padişahın tahta çıkması gibi sebeplerle de ortalama 15-30 yılda  bir yenilenirdi.[1]

Günümüz itibariyle arşivlerde Ahıska bölgesine ait üç defter bulunmaktadır.

1.Defter–i Mufassal Liva–i Ahıska. (No 130)
2. Defter–i İcmal Livai Ahıska. (No 221)
3. Defter–i İcmal Mustahfazan–i Livai Ahıska. (No 340)

 Bunların üçünün de bulunduğu yer Ankara Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü Arşividir. Arşivde Ahıskaya ait farklı dönemlerle bağlı tahrirler Anadolunun Erzurum, Adana gibi farklı sancaklarına ait defterlerde elliden fazla yerde de kaydedilmiştir. Ancak Mufassal defterler arasında bazı makalelerde bahsedilen “Defter-i Mufassal Vilayet-i Gürcistan” adında bir kayıt bulunmaz. İlk kitaba bu uydurma ismi takanlar acaba diğer iki kitabı hangi isimle araştıracaklardır? Uydurma ismin serüvenine gelince:

Defter-i Mufassal Liva-i Ahıska

Konu ile ilgili daha önce Bizim Ahıska” dergisinde bilgi verdik. (bak: Bizim Ahıska Dergisi. Sayı 42. Ahıska Mufassal Defteri. ahiska.org.tr/?page_id=4665)

Ahıska’da ilk tahrir defteri 1592 senesinde kayda alınmış olan Defter-i İcmal-i Cedid-i Elviye-i Eyalet-i Çıldır ile bundan üç sene sonra 1595 yılında kayda alınan Defter-i Mufassal Liva-i Ahıska adını taşıyan tahrir defteridir.[2] Bunlar her ikisi devlet arşivlerinde bulunmakla birlikte Defter-i Mufassal Liva-i Ahıska adlı tahrir defteri Ankara Tapu Kadastro Arşivinde 130 sayı numarasıyla arşiv belgesi olarak muhafaza edilmektedir.[3]

Bugüne kadar Ahıska Mufassal Defteri’ni bizzat yazma kaynağından sadece Gürcü Türkoloji uzmanı Sergey Cikiya (1898-1989) çalışmıştır. O, bahsi geçen bu tahrir defterini 1947 yılında Gürcistan Cumhuriyeti Ulum Akademisi Neşriyatından farklı bir isimle, “Defteri Mufassal Vilâyet-i Gürcistan” adıyla Tiflis’te Osmanlıca bastırmıştır. Ahıska araştırmalarında Mufassal deftere atıfta bulunan bir takım araştırmacılar defterin bu matbu nüshasını esas almış[4], bazıları da defterin aslını görmediği halde birtakım yaldızlı ifadelerle “iddialarının” orada da böyle geçtiğini vurgulamaya çalışmışlardır. Örneğin Şota Bekadze adlı bir “araştırmacı”, kendisinin yüksek lisans tezi çalışmasında[5] kaynak hakkında bilgi verirken yanlış isim ve yanlış kayıt numarasıyla bu tahrir defterinden bahsetmektedir.[6] Hâlbuki tahrir defterinin asıl yazma nüshası dış kapağında yazılı ismi Osmanlıca olup “دفتر مفصل لواء اخسخه / Defter-i Mufassal Liva-i Ahıska” şeklindedir. Ayrıca onun tez çalışmasında iddia edildiği gibi Ankara Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Arşivi’nde kayıtlı “Defter-i Mufassal Vilâyet-i Gürcistan” adında bir eser bulunmamaktadır! Aksine, kastedilmek istenen  kitap da, Kuyûd-ı Kadime Arşiv Kataloğunda 114 değil yukarıda bahsi geçen 130 sayı numarasıyla defterin orijinal ismine muvafık yazılmıştır.

Burada söz konusu ettiğimiz Ahıska Mufassal Defteri hakkında daha önceleri merhum Prof. Dr. M. Fahrettin Kırzıoğlu[7] ve Yunus Zeyrek[8], çeşitli bilgiler vererek konuya temas etmişlerdir. Zeyrek bu defterin başında yer alan Kanunnâme’nin de tam metnini yayımlamıştır.[9]

Bu konuda bizim ekleyeceklerimiz ise şöyledir: Asıl kaynağın bir nüshası Tiflis Devlet Müzesi arşivlerinde bulunmaktadır. Kaydetmek gerekir ki Osmanlı usul idaresine göre bu defterlerin aslı devletin başkentinde olur, kopyası ise sancak merkezinde bulunurdu. Nitekim araştırmamızda Ankara nüshasının asıl, Tiflis nüshası ise onun kopyası olduğu ve bunun  bilgi olarak da bu nüshada yazıldığı anlaşılmıştır. Bu husus Cikiya’nın matbu nüshasının da son sayfalarında şöyle yazılmaktadır:

“Suret-i defter-i Rûznâmçe-yi Hümâyundur ki naklolundu tahriren evâhir-i şehr-i Cemaziye’l-Evvel sene mieteyn ve elf.” (Padişahın kısa kayıt defterinin kopyası 1200 (Mart 1786) senesinde yazılmıştır).[10]

Bu da Sergey Cikiya’nın hazırladığı matbu kitabın söz konusu kopya nüshadan, yani Tiflis nüshasından hazırlandığını göstermektedir. Çünkü kopyada kaydedilen nakledilme bilgileri matbu kitabın 262. sayfasında aynen aktarılmıştır. Belirtmek gerekir ki bu ifadeler asıl nüshada bulunmamaktadır.

Ayrıca belirtmek gerekir ki Cikiya, hazırladığı matbu kitabında yazma nüshanın bir kapak resmini koymuş olsa da, bu resim de defterin Tiflis nüshasının ön kısmına aittir. 

Şunu da ifade etmek gerekir ki, Cikiyanın hazırladığı matbu kitapta resmi bulunan yazma nüshanın üzerinde her hangi bir yazı bulunmamaktadır. Kitabın ismi yazılı kısmın yırtılmış olması açıkça görülmektedir. Fakat bu gün müzede bulunan kitabın üzerine yazılı “Defteri Mufassal Vilâyet-i Gürcistan” kaydı var. Eğer bir yere aynı şey yazılacaksa onu yırtmak ve aynı şeyi oraya tekrar yazmak absürt bir iş olsa gerek. Farklı yazı yazmak için yırtıldığı kanısı akla en uygun gelen yargıdır. Nitekim araştırmalar gösteriyor ki kapak üstünde yazılı kısmı önce yırtılmış veya koparılmış, onun yerine daha sonra bu ifade yazılmıştır. Çünkü Cikiya matbu kitabında kullanmak için resme aldığı zaman tahrir defteri kapağında böyle bir yazı yoktu. Bu günkü matbu kitaplarda bulunan resme bakılırsa bunu açıkça görmek mümkündür. 

Görünen o ki Tiflis nüshası olan defterin üst kısmındaki yazının ne zaman yırtıldığı belli olmasa da, yırtılan yere yine Osmanlıca “Defteri Mufassal Vilâyet-i Gürcistan” ifadesinin yazılmaya çalışılması Cikiya’dan sonra ve ya kitaba bu türlü düzmece bir isim verildikten sonra yazıldığı gayet açıktır!?

S. Cikiya tarafından hazırlanan matbu kitabı yazma (asıl) nüshayla karşılaştırdığımızda ilk bakışta şu tespitleri yapmak mümkün: Osmanlıca Mufassal defterin elyazmadan matbu ortama aktarılmasında kitabın tamamının S. Cikiyanın kendi elinden geçtiği şaibelidir. Özellikle bölgede yaşayan vergi mükelleflerinin harekesiz ve noktasız (siyakat yazı ile) yazılan isimlerinin okunmasında bazen gelişigüzel davranıldığını söyleyebiliriz. Çünkü aynı sayfada beş defa geçen bir ismin üç farklı şekilde aktarıldığı, bazı isimlerin atlandığı, bazılarının ise yanlış yazıldığı görülmektedir. Meselâ Güney Ahıska Rabat Kale nüfusuyla ilgili isimlerden منصور Mensur isminin matbu ortama aktarımında üç farklı şekilde مصور Mesur, مصير Mesir, Misur  ميصور gibi yazılması elbet doğru olamaz.[11]

En esası, Ahıskada yaygın bulunan خسه ىك   Hosebek, Hosbebek isimlerinin aktarımında خوسيك Hosik, bir başka yerde حوسه ىك Husek gibi farklı şekillerde aktarımı manidar bir durum arzetnmektedir. Aslında bu durum Ahıska Kıpçak kültürüne yabancı olmanın doğurdu sonuçtur. Çünkü Ahıskalılarda bugün bile bu ismin “Hosebegi kimi oturma!” deyiminde, ayrıca “Hosbiyabegin toruni Aslan Paşa” şeklinde kullanılması yaygındır. Söz konusu isim yaşlı nesil kadınlarda ise Hoşi yahut Hoşbi ismiyle hâlâ kullanılmaktadır.[12]

Söz konusu deftere “Defter-i Mufassal Vilâyet-i Gürcistan” ismi verilmesi yanlıştır. Çünkü bu defter bir sancak merkezinin tapu tahrir defteridir ve bu sancağın adı Ahıska’dır.  Osmanlı’nın Gürcistan adlı bir sancak merkezi bulunmamaktadır. Söz konusu tahrir defteri de sadece bir sancağın vergi sistemi tutanağıdır ki bu da ismi üzerinde yazılı “Defter-i Mufassal Liva-i Ahıska”dır.

Söz konusu Defter, “Vilâyet-i Gürcistan” şeklinde kabul edilecek olursa, Gürcistan gibi bir coğrafyayı Ahıska’ya hapsetmek akıl almaz bir hata olur. O zaman başta Tiflis olmak üzere Duşet, Gori, Telav gibi diğer merkezler dışarda kalmış olur. Meseleye bu açıdan bakacak olursak “Tiflis Tahrir Defteri” için de, “Defteri Mufassal Vilâyet-i Gürcistan” denmeli!?

Şu da var ki bazı makalelerde “Vilâyet” adı ön plana alınarak Ahıska ismi anılmamakta ve bölgenin etnik terkibi de farklı mecralara taşınmaktadır.[13] Bir diğer tespit de bu makalelerde kaynağın aslı değil, zikrettiğimiz “Defter-i Mufassal Vilâyet-i Gürcistan” çalışması esas alınarak mükerrer kez kullanımlarıyla, hatta makalelerde kısaltma tekniği de atlanarak değim yerindeyse oryantalist yaklaşımla “araştırma” yapılmakta, görünürde daha çok bir algı oluşturma çabaları sezilmektedir!

Yine bu çerçevede Gürcistan’ın geneline ait “Padişah Kanunnameleri” tahrir defteriyle karıştırılmaktadır. Kitabın dibacesine “Kanunname-i Vilâyet-i Gürcistan” konulması defterin ismini değiştirmeye sebep teşkil etmez. Eğer böyle olsaydı Tapu Kadastro Arşivinde o döneme ait 221 sayı numaralı “Defter-i İcmal Liva-i Ahıska” ve 340 sayı numaralı “Defter-i İcmal Müstahfazân-ı Ahıska” defterlerinin ismini de değiştirmek gerekirdi. 

Unutmamalı ki bunlar birer tapu defterleridir ve padişahın genel olarak Gürcistan Vilâyeti için telkin ettiği kanunlardan ayrıdır. Nitekim o günün idarî sistemi Liva ve Sancak’tır. XVI. Asır için padişahın kullandığı “Vilâyet” sözü coğrafî bölge anlamında olup izafîdir. Ancak 1864’te Eyâletlerden “Vilâyet” sistemine geçilmesi kabul edilerek, müteakip yıllarda vilâyetler kurulmuştur.[14]

Ajans Ahıska

 

Yrd.Doç.Dr. AHMED NİYAZOV

 Karadeniz Teknik Üniversitesi   İLAHİYAT FAKÜLTESİ

 

 

[2] M. Fahrettin Kırzıoğlu, Osmanlılar’ın Kafkas Ellerini Fethi 1451-1590, Ankara 1976, s. 294-295.

[3] Bugün Ahıska imlâsıyla yazdığımız isim, söz konusu defterlerde ve diğer Osmanlı kaynaklarında Axısxa imlâsıyla geçmektedir. Esasen Ahıskalılar da Axısxa şeklinde telâffuz etmektedirler.

[4] İasha Bekadze,  Gürcistân Vilâyeti Kanunnâmeleri’nin Değerlendirilmesi,  (http://dergipark.ulakbim.gov.tr/kdeniz/article/viewFile/5000130170/5000119225);

Şota Bekadze, 16  Yüzyılda Ahıska Sancağı Altunkale Nahiyesinde Sosyal ve Ekonomik Hayat , II. Türkiye Lisanüstü Çalışmaları Kongresi - Bildiriler Kitabı III, Bursa 2013,  s 827-847.

Shota Bekadze, XVI. Yüzyıl Sonlarında Ahıska Sancağında Zira’i Yapı ve Köylülerin Geçim Durumları Hakkında Bir Değerlendirme: Orpola Köyü Örneği, Akademik Bakış Dergisi, Sayı 43, Mayıs-Haziran 2014.

Şota Bekadze, XVI. Yüzyılda Çıldır Eyaleti Ahıska Sancağı’nın Ude Nahiyesi, http://www.turkishstudies.net/Makaleler/994820377_11BekadzeShota-trh-187-205.pdf.  

[5] Bkz: Şota Bekadze, “XVI. Yüzyılda Çıldır Eyaleti Ahıska Sancağı’nın Politik ve Sosyo-Ekonomik Durumu” Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, Ankara 2014, s. 5.

[6]Tezimize kaynaklık eden ‘Defter-i Mufassal Vilâyet-i Gürcistan’, 1595 tarihli olup Ankara Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Arşivi’nde 114 numara … adı altında kayıtlı bulunmaktadır.” (Bak: Ş. Bekadze, Adı geçen Yüksek Lisans Tezi, s 5.)

[7] Kırzıoğlu M. Fahrettin, Osmanlı Fethinden Önceleri Ardahan, Çıldır, Posof Bölgesinin Türklüğü, Kars İli özel Sayısı: Çıldır Ardahan Hanak Posof, Ankara, 1966, s. 34-40.

[8] Yunus Zeyrek, Posof’un Çizgileri, Ankara, 2004, s. 64-66.

[9] Yunus Zeyrek, Ahıska Bölgesi ve Ahıska Türkleri, Ankara, 2001, s. 171-176.

[10] Sergey Cikiya, Defter-i Mufassal Vilayet-i Gürcistan, Tiflis 1947,  s. 262.

[11] Ahıska Mufassal Defteri s.15; S. Cikiya, a.g.e.,  s. 20.

[12] Aynı eserler, aynı yerler.

[13] İasha Bekadze,  Gürcistân Vilâyeti Kanunnâmeleri’nin Değerlendirilmesi,  (http://dergipark.ulakbim.gov.tr/kdeniz/article/viewFile/5000130170/5000119225);

Şota Bekadze, XVI. Yüzyılda Çıldır Eyaleti Ahıska Sancağı’nın Ude Nahiyesi, http://www.turkishstudies.net/Makaleler/994820377_11BekadzeShota-trh-187-205.pdf

[14] Tahir Sezen, “Osmanlı Yer Adları,”  T.C. Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü Yayın Nu: 21, Ankara 2006, s. 7-8.