ABDULLAH KARAKUŞ Bişkek Milliyet

 
TİKA Başkanı Serdar Çam ile birlikte Kurban Bayramı’nın 3 gününü Kırgızistan’da geçirdim. Yolculuğumuz karayolu ile 650 metre yüksekteki Bişkek’ten 2 bin 400 metre yükseklikteki Karakol’a kadar sürdü. 
Karayolu ile bin km yol yaptığımız Kırgızistan’da Gürcistan’dan sürgün edilerek gönderilen 50 bin Ahıska Türk yaşadığını öğreniyoruz. TİKA geçtiğimiz günlerde Kırgızistan’da yaşayan 80 yaş üstü 25 kadını doğdukları topraklar olan Gürcistan’a göndermişti. Zorla koparıldıkları yerlere tekrar giden 25 kadınla Kant’ta bayramlaşmak için buluşuyoruz. Verilen kahvaltıda “ninelerin” seyahatlerini anlatırken duygulu anlar yaşadıklarına şahit oluyoruz. Bir ninenin Çam’a söylediği, “oralara gidince 15 yaş gençleştik” cümleleri de duygulu anlar yaşanmasına neden oluyor.  
42 ton et dağıtıldı
Kurban Bayramı’nda Kızılay ve TİKA’nın birlikte Kırgızistan’da, Kızılay’a vekâlet verilen bin 190 kurbanı keserek 42 ton et dağıttığı bize söyleniyor. TİKA Başkanı Çam ve Türk Kızılayı Yönetim Kurulu Üyesi Kamil Kolabaş, Ahıska Türklerine, Karakol ilçesinde ve iki yetimhanede kurban etlerini dağıttı. Özellikle yetimhanede çocuklar TİKA heyetini Türk bayrakları ile karşıladı ve şarkılar söyleyerek Türkiye’ye teşekkür etti. 
Asya ile İlyas’ın aşkı
TİKA’nın eski Kırgızistan Koordinatörü Hakan Ergün’den klasik Türk filmleri arasında yer alanTürkan Şoray ile Kadir İnanır’ın oynadığı, “Selvi Boylum Al Yazmalım” filminin senaryosunun nereden geldiğini öğreniyoruz. Bu öykünün orijinalinin Kırgızistan’ın Balıkçı ilçesinden alındığı dile getiriliyor. Balıkçı ilçesi, Asya ile İlyas’ın tanıştığı yer. Kırgız Yazar Cengiz Aytmatov’un romanının kaynağının bu ilçe olduğu anlatılıyor.
Çinlilerin camisi
Karakol ilçesinde 100 yıl önce Çinlilerin yaptığı camiye de gidiyoruz dağları aştığımız uzun yolculuğumuzda. Cami, tamamen tahtadan yapılmış ve Çin tapınaklarını andırıyor. Tek fark olarak tahtadan farklı bir minaresi de yer alıyor. TİKA’nın burada caminin giriş yolunu da yenilediğini öğreniyoruz. Camiye gelen fakirlere de kurban eti dağıtıldı.  
Dağlarda oturuyoruz
Dağlardan geçerken 100 yıl önce yaşanan Kırgız ve Kazak isyanı olan “Yedi Su İsyanı” anlatılıyor bize. Rusların, Osmanlı ile savaştırmak için Kırgız ve Kazakları askere almak istedikleri, ancak onların bunu reddederek isyan çıkardıkları belirtiliyor. Ancak Rusların isyanı bastırmak için 300 bin kişiyi öldürdüğü dile getiriliyor. Olayla ilgili temsili anıtın olduğu yerde durup bir süre oturuyoruz TİKA Başkanı Çam ile. Çam, küçük anıtla ilgili Türkiye’nin neleri yapabileceğine bakacaklarını söylüyor. 
Bişkek’teki Kadın Ceza ve Tevkif Evi’ne de uğruyoruz. TİKA buradaki kadınlara dikiş atölyelerinde kullanmaları için 40 adet dikiş makinesi ve dört adet profesyonel ütü masası ile buhar kazanı vermiş. Düzenlenen törende kadınların neler diktiklerini de görüyoruz. Böylece cezaevinden çıkan kadınların sonrasında bir meslek sahibi olması da amaçlanıyormuş. 
Türkçe isimli ilçeler
Araçlarla küçük küçük ilçelerden geçerken bir şeyi daha farkediyorum. Birçok yer isminin Türk isimleri olduğunu görüyorum: Karagöl, Tokmak, Karakol, Karabalta, Sarıkamış.
3 günlük ata yurdu gezimizin her adımında Türklerin izini fazlasıyla görüyoruz. Böylece TİKA Başkanı Çam ve ekibinin bayramda evlerinde oturmak yerine neden buralara kadar geldiğini daha iyi anlıyorum.
 
Ayakta kalan en eski minare
Kırgızistan’da Nazi Almanya’sının sembolü olan gamalı haç simgesinin kaynağını öğrenme imkânı bulduk. 10. yüzyılda yaşayan ve ilk Müslüman Türk devleti olan Karahanlılardan kalma minareyi Burana’da ayakta görüyoruz. Bu tarihte ayakta kalan en eski minarelerden biri. Minarenin üzerindeki gamalı haç motifleri dikkati çekiyor. TİKA Başkanı Çam, bize minare üzerindeki gamalı haçları göstererek, “Gamalı simgesini Almanlar Türklerden almış” diyor. Çam, minarenin çevresinde TİKA olarak kazı, restorasyon ve müze yenilenmesini gerçekleştireceklerini de söyledi. Kırgızistan yönetimi ile de konuyu görüştüğünü belirten Çam, konuyla ilgili üniversiteden hocaların da olacağı bir komisyon oluşturup önümüzdeki günlerde çalışmalara başlanacağını vurguladı. Kutadgu Bilig’in bir bölümünün de bu alanda yazıldığı belirtiliyor.