Ailesi Ahıskalı olan Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yalçın Topçu, 14 Kasım 1944’te Sovyet Rusya tarafından vatanından sürgün edilen Ahıskalı Türkleri unutturmamak adına siyaset ve iş adamlarıyla yemekte bir araya geldi. Kur’an tilavetiyle başlayan programda, sürgün sırasında şehit olan 17 bin Ahıskalı Türk için dualar edildi. Öte yandan o kara günü unutturmamak adına Yerli Düşünce Derneği tarafından aylık olarak çıkartılan dergide de “Vatansız Yaşayan Türkler Ahıska” yazısı ile Ahıska Türkleri anıldı.

 

Ahıska Türklerinin duygu ve düşüncelerine yer verilen videonun gösterimi sırasında duygulu anların yaşandığı programda konuşan Topçu, “Bugün sadece Türk dünyası ile alakalı bir gün değil. Bugün Türkistan dünyasıyla alakalı acı bir gündür. Aynı zamanda insanlığın vicdanıyla alakalı acı bir gündür. İnsanlık vicdanında kapkara leke gibi duran bir gündür. Biz bugünü burada anıyoruz. Mutlaka ama mutlaka bir gün gelecek ki adı Türk olan ümmetin bahadır evlatları Ahıskalı Türkler vatanına kavuşacaktır. Buna yürekten inanıyorum. Her türlü belaya sabredeceğiz. Fakat bize yapılanları asla unutmayacağız. Dünyaya baktığımız zaman bu ümmetin bahadır evladı Türk, tarih sahnesinden çekildiği zaman Kürt, Arap ve Boşnak hiçbiri rahat etmemiş. Türk’ün tarih sahnesinde olduğu zamanlar ise ümmetin ve insanlığın bütün mensupları güvenlik, refah ve özgürlük içerisinde yaşamıştır. Arakan’daki zulüm bütün dünyanın gözü önünde yapılmakta. İnsan hakları Arakan’daki çocukların katledilmesinde sağır ve dilsiz” ifadelerini kullandı.

 

Ahıska’dan bahsederken gözyaşlarına hakim olamayan Topçu, “Suriye ve Irak’ta yıllardır olanları biliyoruz. Dünya tüm bunlara sessiz kaldı. Ben 1818’de başlayan, 1921’de biten Ahıska coğrafyasında her acıyı ve zulmü iliklerine kadar yaşayan bir ailenin çocuğuyum. Rus’un, Gürcü’nün ve Ermeni’nin Müslüman’a ve Türk’e neler yaptığını rahmetli ninemin kucağında hikayelerini dinleyerek büyüdüm. Rus atlarının pisliklerinden seçilen arpalar yıkanıp saçta kavurga yapılarak onların yendiği günleri atlattıklarını anlatırlar. 7 tane müstakil Türk devleti var ve bir tane de millet var. Bunun milli kimlik olarak adı Türk. Buna Kürt, Zaza, Çerkes ve benzeri birçok ırk dahil. Fakat Azerbaycan ve Türkiye ikiz kardeş. Çarık kemirildiği zaman, atların pisliğinden arpa yıkanıp yendiği zaman, can Azerbaycan kendi derdindeyken Ahıskalı Türkleri unutmadı. O günkü şartlarda kardeşlik kömekleri kurdular. Ayrıca Ardahan’ın bütün ilçelerine aş ve ekmek yetiştirdiler. O dar şartlar altında ellerindeki lokmaları bizimle paylaştılar” şeklinde konuştu.

 

 

“Oradaki sürgün sadece Ahıska Türklerine uygulanmadı”

 

Ahıska’nın Oğuzlar’dan bu yana halis Türk yurdu olduğunu vurgulayan Topçu, “O bölgede yaşayan tüm unsurların barış ve refah içerisinde yaşadığı yıllar vardı. Fakat ne zamanki Osmanlı güçsüz düşmeye başladı. 1818 itibariyle Rus Savaşı başladı. İşte o zamandan sonra 50 yıl kan durmadı. Tıpkı günümüzde Orta Doğu’da yaptıkları gibi. 1921’deki Kars Anlaşması’yla öz vatan toprakları (Ahıska) kopartılıp Gürcistan özerk bölgesinde kalıyor. İşte bu sebeplerden dolayı Ahıska Türklerinin çektiği zulmü üç aşamada açıklayabiliriz. Sovyet Rusya döneminde zalimin yaptığı 1944 sürgünü de bunlardan birisidir. Ayrıca oradaki sürgün sadece Ahıskalı Türklere uygulanmadı, orada yaşayan tüm unsurlara uygulandı. Daha sonra herkese bir yurt parçası verildi. O sürgünden geriye dönmeyen bir tek Ahıskalı Türkler oldu. Diğerleri yerlerine geri döndü. Hepsine özerk bölge adı altında bir sınır çizildi. Birleşmiş Milletler olaya el koydu. Fakat şuana kadar hiçbir sonuç alınamadı. 10’u aşkın ülkede 1 milyona yakın vatansız adı Türk olan kardeşlerimiz var. Bunların adı doğrudan Türk. Bulundukları ülkeye asla ihanet etmemiş insanlar” diye konuştu.

 

 

“Vatanlarından edilen insanlar adeta bir soykırım gibi çeşitli zulümlere tabi tutuldular”

 

Bu meselenin ’ben insanım’ diyen herkesin vicdan meselesi olduğunu ifade eden Topçu, “Bu vicdansızlığa dur demeliler. Bir gecede bir takım bahanelerle vatanlarından edilen insanlar, adeta bir soykırım gibi çeşitli zulümlere tabi tutuldular. Tek istedikleri analarının ve atalarının topraklarına dönmek, yerleşmek. Allah kendisinden razı olsun, bir Ahıskalı ailenin çocuğu olarak bunu söylemem lazım, Türkiye Cumhuriyeti Devleti Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ahıskalı Türkler için çok şey yaptı. Devletimizden Allah razı olsun. Ahıskalı Türkler ahlaklı, namuslu ve çalışkan insanlar. Ahıskalı Türkler, bütün inanç ve göreneklerini yaşatıyorlar. Ahıskalı Türklerin ‘vatan davası’ sadece Ahıskalı Türklerin meselesi değildir” dedi.

 

Başdanışman Yalçın Topçu, konuşmasının devamında şunları kaydetti:

 

“Recep Tayyip Erdoğan, Suriye’deki zulme el koydu ve ‘Bensiz orada harita belirleyemezsiniz. Orası benim kardeşlerimin coğrafyası’ dedi. Oranın tam bir karşıtı bizim yurdumuz. Bundan 100 yıl önce orası bizim Maraş’ımızdı. İşte bu yüzden ümmetin adamı Tayyip Erdoğan ‘Orada bensiz bir şey yapamayacaksınız’ dedi. Artık orada Allah’a şükür Türkiye var. Elin adamı gelince başka şeyler oluyor. Biz kardeşliğimizi hatırlayarak koskocaman büyük bir Türkiye olup nerede bir mazlum varsa onun elinden tutacağız.”

 

Program, çekilen hatıra fotoğrafı ile son buldu.

ANKARA/İHA