AHISKALI AKADEMİSYENLER ÇALIŞTAYI –I
AHISKALI AKADEMİSYENLERÇALIŞTAYI –I
İkilemler-Çelişkiler-Açmazlar
Yrd. Doç. Dr. RasimBAYRAKTAR, Yrd. Doç. Dr. Ahmet NİYAZOV
(Temel Gaye, “Dilde, Fikirde, İşte Birlik” İlkesi..)
“Ahıska” bir dramın adıdır. Yetmiş seneyi aşkın mücadele içinde olmalarına rağmen halkımız için çözümü bekleyen muammalar sayısızdır. Bir varlık mücadelesine dönüşen Ahıska davası etrafında herkesimden insanlar farklı duygu ve düşüncelerle birleşmiş, buna gönül veren herkes çabası ve kabiliyeti nispetinde bütünleşmiştir.
Ahıskalı akademisyenler de bu uğurda üzerine düşeni fikir teatisi ortamında görüşmek amacı ile bir araya gelmişlerdir. Çalıştay da haddizatında bir çabadır ve bu mücadelenin bir parçasıdır. Bu organizasyonda mücadeleye sunulacak katkılar bilim ehlince geniş bir yelpazede ele alınmış ve enine boyuna tartışılmıştır.
Akademisyenler toplumumuzu her alanda sübvanse etmek için bir misyon üstlenmek amacı ile bir araya gelmiş bulunmaktadır. Bu bağlamda akademisyenler düşünen kesimin lokomotifi olarak Ahıska davasında fedakâr,dürüst, adil ve samimi olmalıdırlar. Onların halkımızı hedefe götürecek donanımlı birtakım oluşturmaları elzemdir.
Çalıştay, 04-05 Şubat 2017 tarihleri arasında İstanbul’da AHEDER (Uluslararası Ahıskalı Eğitimciler Derneği), BAKÜD (BursaAhıska Türkleri Eğitim, Kültür ve Dayanışma Derneği), İGEDER (İstanbul GönüllüEğitimciler Derneği) ve Üsküdar Belediyesinin iş birliği ile Üsküdar Gençlik ve Eğitim Merkezinde gerçekleştirilmiştir.
Organizasyon, 04.02.2017 tarihinde saat 10.00’da saygıduruşu ve İstiklal Marşı'nın söylenmesiyle başladı. İlmî ve akademik ortamdadevam eden beyin fırtınası, 05 Şubat 2017 tarihinde saat 15.00’te son buldu.İki gün boyunca programda bildiriler sunuldu, müzakereler yapıldı ve Ahıskalı Türkleringeleceğiyle ilgili önemli konular müzakere edildi.
Farklı oturumlarda olmak üzere sırasıyla;
Uzm. Dr.Seyfeddin BUNTÜRK, “Sürgün Sonrası Vatana Dönüş Mücadelesi Üzerine Değerlendirme” başlıklı açılış sunumu;
Yrd. Doç. Dr. Rasim BAYRAKTAR, “Ahıskalı Kuşakların Vatan-Ahıska’ya Dönüş Davasına Yaklaşımları” başlıklı bildirisi;
Yrd. Doç. Dr.Elşan İZZETGİL, “Uluslararası Hukuk Çerçevesine Vatana Dönüş Meselesi Üzerine Bir Değerlendirme” başlıklı bildirisi:
Doktora öğrencisiYahya KEMALOĞLU ise, “Bir Eğitim Hareketi Olarak AHEDER” başlıklı sunumu;
Doktora Öğrencisi Orhan FAİK’in “Ahıskalı Gençlerin Eğitim Hususunda Dikkat Etmesi Gerekenler” başlıklı özet sunumu ile de öğrencilere yönelik fikir ve düşünceler dile getirilmiş müzakere ve önerilerle program akışı sürdürülmüştür.
Değerlendirmeye gelince, sebep sonuç ilişkisi bağlamında “Çalıştay Programı” sunum ve müzakerelerini önermelerle birlikte şöyle sıralamak mümkündür;
Halkımızın gerek 1944 senesinde tabi tutulduğu toplu zorunlu göç ve büyük sürgün gerekse 1989 Fergane faciası ve 2000’lerde Krasnodar Olayları gibi facialar her biri ayrı ayrı iyi analiz edilmelidir. Çünkü baskı ve şiddete maruz kalmış halkımız evinden zorla başka yerlere taşınmakla mahrum ve mağdur edilmekle birlikte vatandan veya vatana dönme umudundan daha da uzaklaştırılmıştır. Yaşanan her acı olay bizim vatana dönüş mücadelemizi derinden etkilemiştir.
Halkımızın bu zorlu mücadele süreci pasif dönem, aktif dönem ve mücadelenin uluslararası arenaya taşındığı dönem olarak üç farklı merhale ve zaman yaşamıştır.
Pasif dönem; 1945-56 yılları askerî rejim eşliğinde açlık ve sefalet süreci geçiren halkımız hayatta kalabilme cefasını çekmiştir. Aktif dönem: 1956 sonrası Sovyetlerin uluslara tanıdığı haklar çerçevesinde vatana dönüş mücadelesini hızlandıran halkımızın rehberleri tam 164 kez Moskova ve Tiflis görüşmeleri gerçekleştirilmiştir. Fakat her defasında Moskova ve Tiflis makamları sorunların çözümü noktasında karşı tarafın sorumlu olduğunu ifade ederek bir oyalama politikası izlemiştir. Mücadelenin uluslararası arenaya taşındığı dönem: Sovyetlerin dağılma sürecine girmesiyle Fergane Olaylarının yaşanması aslında sahipsizliğin göstergesi olarak görülürken aynı zamanda sorunlarımızın uluslararası arenaya taşınması sürecidir. Bu süreçte çok geçmeden Krasnodar Olaylarının yaşanması sahipsizliğin bir başka görünümüdür. 2000’li yıllardan sonra ikili vatandaşlıkların günden güne çoğalması bir taraftan azınlık haklarının iyileşmesini gündeme getirirken diğer taraftan da hak ihlaline uğramış bizim gibi azınlık halkların sorunları uluslararası platformlarda tartışılmaya başlanmıştır. Bu duruma hazırlıksız yakalanan halkımızın sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri vatana dönüş taleplerimizi uluslararası platformlarda etkin bir şekilde ifade edememişlerdir.
Bugün gerek Gürcistan gerekse Türkiye’de halkımızla ilgili kanun taslağı hazırlanmış ve meclisten oy çokluğuyla çıkarılmıştır.Fakat her iki ülkede de sorunlarımız diz boyudur. Bunların çözümü ile uğraşacakne hukukçumuz ne de siyasetçimiz vardır. Devletler nezdinde gerek ferdî gerekse kurumsal görüşmeler nihai hedefler çerçevesinde olmalı, görüşmeler sadece sorunların değil, farklı çözümler içeren taleplerle iletilmeli ve dile getirilmelidir.
Maalesef dünyada bizim durumumuzda olan bir başka topluluk yoktur. Üzerimizde oynanan oyunları önce iyi okuyabilmemiz, sonra ise sistemli bir program yahut yol haritasına göre hareket etmek gerekmektedir.Buna göre çalışmalarımızda “ehliyet,liyakat, sadakat ve samimiyet” sahibi insanlarla birliktelik kurulmasına önem verilmelidir.
Mücadele hususunda diğer azınlık göçlerin tecrübeleri dikkate alınmalı, örgütlenmede çözüm odaklı çalışmaların yapılması elzemdir. Bugün büyük çoğunluğu yurtlarına dönen Kafkasve Kırım halklarından tecrübeli hukukçular ile görüşmeler yapılmalıdır. Bu bakımdan SSCB hukuk sistemi incelenmeli ve Sovyetler Dönemi hukuki durumu günümüz perspektifinde ele alınmalıdır.İzlenecek hukuki süreç konusunda ortak fikir teatisinde bulunulmalıdır.
Bugün 500 bini aşkın 9 farklı ülkede yaşam mücadelesi veren Ahıskalı Türklerle ilgili yapılan akademik çalışmalarda ortaya çıkan başlıca hususlar Vatansızlık,Dağınıklık, Can Güvenliği, Lidersizlik sorunlarıdır. 73 yıldır var olagelen bu sorunların muhatapları açısından Ahıskalı kuşaklar üzerine bir değerlendirme yapacak olursak;
1) 1920-1944 Doğumlu Sürgün Kuşağı: Bin türlü cefaya rağmen hayata küsmeyen, kimlik bunalımı yaşamayan, kendini toplumdan soyutlamayan, hayata tutunmaktan asla vazgeçmeyen bu kuşak 1944-1956 askerî rejim sonrası 1960’larda vatana dönüş davası için bir araya gelebilmiş, Sovyet kanunlarının sunduğu sınırlı imkânlar ölçüsünde yaşama tutunma çabaları eşliğinde vatana dönüşdavasını sürdürmüştür. Taleplerini Vatan Cemiyeti çatısı temsilciliğinde Moskova ve Tiflis makamlarına anlatmaya çalışmışlardır. Parçalanmışlığın, açlığın, sefaletin, baskı ve şiddetin yaşandığı bir süreçte hayata ve davaya olan sadakatlarını başarıyla sonraki kuşağa (kendi evlatlarına) aktarabilmişlerdir.
2) 1945- 1965 Doğumlu Sovyet Dönemi Kuşağı: Bu neslin hayata tutunmave vatana dönüş davasına kenetlenmeleri önceki nesle göre bir nebze daha kolay olmuştur. Sovyetlerin eğitim ve ekonomik refah imkânlarına sahip bu kuşak, atalarından aldıkları mirası kararlılıkla sürdürmüş ve Moskova-Tiflis makamlarına taleplerini iletmeye çalışmışlardır. Bulundukları ülkelerde Ahıska Vatan Cemiyeti çatısı altındabirleşerek ülke temsilcileri aralarında koordineli olarak Moskova ve Tiflis makamlarıyla görüşmeler yapmış, yazılı taleplerini sunmuşlardır. Ancak bu dönemin kuşağı gerek ulusal hukuk alanında gerekse ikili ilişkiler alanında zayıf kalmış konumdadırlar. Çünkü taleplerini cemiyet platformlarından devlet platformlarına taşıyamamışlardır. Bir başka ifadeyle, davalarını ait oldukları ülke makamlarının yetkili ağızlarından dillendirememişlerdir. Bulunduğu ülkeler nezdinde Tiflis üzerine bir baskı politikası üretememişlerdir. Bütün bunları görmemiz ve iyi analiz etmemiz gerekmektedir.
3) 1965-1980 Doğumlu Geçiş Dönemi Kuşağı: Bu kuşak Sovyetlerin son döneminde eğitim görmüş ve Sovyetlerin dağılım sürecini yaşamıştır. Siyasi kargaşa ve ekonomik burhanların yaşandığı bir dönemde hayata tutunmaya çalışmıştır. Diğer taraftan da Sovyetlerin dağılımı ile vatana dönüş davası uluslararası platformlara taşınmıştır. Davanın uluslararası arenaya taşınmasına hazırlıksız yakalanan bu kuşak, gerek ulusal gerekse uluslararası platformlarda vatana dönüş davasını yeterince temsil edememiştir. Ulusal ve uluslararası hukuk,uluslararası ilişkiler, uluslararası siyaset, sosyoloji, psikoloji,sosyal-psikoloji alanlarında eksiklik tüm çıplaklığıyla ortaya çıkmıştır. Hâl böyle olunca da vatana dönüş davası sekteye uğramıştır. Diğer iki kuşağın tecrübelerine sahip olan bu nesil eksiklerin giderilmesi hususunda daha özverili bir misyon üstlenmelidir.
4) 1980- Sonrası Doğumlu Bağımsızlık Dönemi Kuşağı: Bu kuşak Sovyetlerin dağılım sürecinde doğmuş, ilk öğretimini bu süreçte görmüş ve devletlerin bağımsız döneminde orta-lise-üniversite eğinimini tamamlamıştır. Ulusal ve uluslararası bazda sunulan eğitim ve burs imkânlarından faydalanmış ve bu süreç devam etmektedir. Diğer nesillere göre en şanslı kuşaktır. Kuşakların tecrübelerinden faydalanarak dava hususunda eksikleri görebilme, analiz edebilme şansına sahiptirler. Buna göre geçiş dönemi kuşağı ile koordineli olarak var olan sorunların ulusal ve uluslararası düzeyde çözüm yollarını arayabilir, çözüm odaklı çalışmalar yürütebilirler. Bu kuşak Ahıska davasında daha etkin bir rol alabilir ki buna muktedirdirler.
Geçiş dönemi ve bağımsız dönemi kuşağı akademisyenleri, günümüzde lisans-y.lisans ve doktora öğrenciler arasındaki koordineyi sağlaması gerekmektedir. Bu bir mesuliyettir. İdeal bir toplum ideal bireylerin ürünüdür ki ideal birey, mesuliyet alan bireydir. Bu her birimiz için temel ilke olmalı ve buna riayet edilmelidir.
Akademisyen ve öğrenciler arasından koordineli çalışmalar için bulunduğumuz her üniversitelerde öğrenci toplulukları kurulmalı, eğitim için gelenlere yakın ilgi gösterilmeli, öğrenciler, ilgilerine göre daha uygun bölümlere yerleştirilmelidir.
Gençler bir araya getirilerek sorumluluklarını hatırlatacak seminer, panel ve konferanslar düzenlenmelidir.
Dağınıklık bizleri fikir birliğinden uzaklaştırmış olabilir. Bunun için “dilde, fikirde, işte birlik”ideali çerçevesinde ulusal ve uluslararası hakemli dergi ve sempozyumlarında makaleler-bildiriler kaleme almalıyız. Bu konuda akademisyenler aktif rol almalıdır.
Halkımız hak ihlalleri tezini tam kabullenmiş değildir. Bu bakımdan hak arama konusunda pek istekli görünmemektedir. Unutmayalım ki; vatana dönüş biz Ahıskalı Türklerin“varoluş” mücadelesidir. Yani bizleri ayakta tutan, bütünlüğümüzü sağlayan unsur budur. Ortada “sürülmüşlük” ve “vatansızlık” gibi bir haksızlık var.Bunun giderilmesi için tüm hak hukuk ilkeleri kullanılmalıdır. Sovyetler Dönemi'nde muhatabımız Moskova ve Tiflis makamları idi, şimdi ise birinci muhatabız Tiflis’tir. Sovyetler sonrası 1999’da Eduard ŞEVARDNADZE dönemi hükûmetî bizleri resmi olarak muhatap almıştır.
“Gürcistan, 1999 yılında Avrupa Konseyine kabul edilirken Ahıskalı Türklerin yurtlarına geri dönüşünü-yerleştirilmesini taahhüt etmiştir. Bu kapsamda 12 sene içerisinde(yani 2011 yılına kadar) Ahıskalı Türklerin ata yurtlarına geri dönüşü sağlanmış olacaktı. Gürcistan hükûmeti, Ahıskalı Türklerin temsilcileriyle görüşmemeye, taleplerini kulak ardı etmeye devam etmektedir. Avrupa Konseyine verdikleri taahhüde göre şimdiye kadar Ahıskalı Türkler vatanlarına geri dönmeleri gerekmekteydi.
Bu bağlamda Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 8. maddesi bizimle ilgilidir. “Konut ve Mülkiyet Dokunulmazlığı”nı ihtiva eden Ek-1 Protokolü ise bizi direkt ilgilendirmektedir. Mezkûr Ek Protokolü “konut,mal, mülk hakkından bahseder. Bu konuda etkili başvuru hakkı oluşturmak zorundayız. Konuyla ilgili Güney Kıbrıs Rum vatandaşı olan Loizidou’nun KKTC topraklarında kalan mülkleri hakkındaki davası emsal olabilir.
Bu bağlamda ihlalin sürekliliği, mülkiyet hakkı ihlali, biz Ahıskalı Türklerde hâlâ devam etmektedir. 1999’da vatana dönüş konusunda Gürcistan hükûmetinin taahhüdü olduğu hâlde bugün Gürcistan “Bu süreç bitti!” demektedir. Bunun sorgulanması ve gündeme getirilmesi gerekmektedir. Mülkiyet hakkı davaları yürütmek için özelikle arsa, mülk ve tapu gibi belgelere ihtiyacımız vardır.Bunun için Sovyet idari yapıda mal-mülk tapu arşivleme nasıl yapıldığını inceleyen araştırmalara ihtiyaç vardır. Kırım Türklerinin bu konudaki tecrübeleri esas alınması bizi daha kısa yoldan sonuca ulaştıracak husustur.
Buna göre Ahıskalı ailelerimizde mal, mülk ve tapu gibi belgelerin araştırılması ve arşivlenmesi,yapılması gereken en acil iştir. Ayrıca mal, mülke ait tapu ve sözleşme bulunmadığı takdirde canlı şahitlerin noter karşısında beyanı hukuki bir vesika olduğu için bu kabil belge edinmeler elzemdir. Halkımız bu konularda bilgilendirilmelidir.
Yine davanın hızlanması için uluslararası hukukta mütekabiliyet ilkesinin düşünülmesi gerekmektedir.Ait olduğumuz ülkelerin mütekabiliyet ilkesine göre imza atmış oldukları hukuki prensiplerin irdelenmesi kaçınılmazdır.
Ahıska Araştırma Merkezî çalışmaları kısa vadede gerçekleştirilmesi gereken önemli bir girişimdir. Bu merkezin bir üniversite ortamında yahut bir dernek tüzüğü değiştirilerek onun nezdinde yürütülmesi ile kurulabilir. Bunun gerçekleşmesi için ön hazırlık olarak önce bir elektronik ortamda internet sitesi açılarak çalışmalar yürütülebilir.Sitede Ahıska konusuyla ilgili gündemin başka dillerde de belirlenmesi önemlidir. Bunun için bilgi akışı ve birikimi bulmamız gerekmektedir. Günümüzde“Hısna” teşkilatı, esassız iddialarla halk arasında özellikle de gençlerimize yönelik bilgi kirliliği oluşturmaktadır. Bunun önlenmesi için de en kısazamanda araştırma faaliyetleri zikredilen araştırma merkezi çalışmaları ile sürdürülmeli ve sorunlara resmî bir ağızdan akademik ortamda cevap verilmelidir.
Ahıska Araştırma Merkezi çerçevesinde genişleyen yelpazede Ahıska Stratejik Araştırma Merkezi de düşünülmelidir. Bu çerçevede araştırma merkezinin yapacağı öncelikli işler;kültürel bellek yaşatılmalı ve Ahıska’daki mezar taşları, camiler tespit edilmeli, toponim ve oykonimlerin araştırılmasına öncelik verilmeli, “Kıpçak Ağzı” derinlemesine incelenmelidir. Sürgünün canlı şahitlerinin kayıtaltına alınması ciddi bir proje ile takip edilmelidir. “Coğrafya, mal varlığı ve sosyal durum” üzerinde durulmalıdır. Ahıska konusunda yapılmış ve yapılmaktaolan tezler Ahıskalı akademisyenler arasında “tashih” çalışmasına tabi tutulmalıdır.
Günümüzde bireysel çabalarla elde edilmiş kütüphanemiz ve ayrıca 90 GB kapasiteli dijital arşivimiz yeni katkılarla geliştirilmelidir. Arşivimiz Ahıska Araştırmaları Merkezi için temel oluşturacaktır. Arşivimizi geliştirilmesi için Çarlık Rusya’sının Ahıska’dan yağmalayarak 1828 senesinde Petersburg’a götürdüğü eserlerin de tetkiki öncelik arz eden mesele olmalıdır.
Bazı alanlarda uluslararası standartlarda öğrenci yetiştirilmesi özel gayret gerektiren husustur. Hukuk, tarih, uluslararası ilişkiler gibi alanlarda belli kriterlere sahip öğrencilerimiz yurt dışında özellikle Batı ülkelerinde okutulmalı,uluslararası arenada azınlık haklarının mücadelesi konusunda tecrübe sahibi olmalı ve siyasi bağlantılarla bu sorunun çözümüne katkı sağlama yolları aşılmalıdır.
Anma programlarında özel gayret sarf edilmelidir. Şu iyi bilinmelidir ki bu sürgünler ve diğer felaketler başka milletlerin başına gelseydi kıyameti koparırlardı. Buna göre sürgün programlarına müteakip Fergana Faciası, Krosnadar Olayları da anılarak bu felaketleri toplum hafızasında canlı tutmamız elzemdir.
Türkiye üniversitelerine müracaatla ilgili her sene farklı ülkelerde yapılan Yabancı Öğrenci Sınavlarına (YÖS) gençlerimizi yönlendirmek ve daha çok öğrenci sayısına ulaşmak, Türkiye`deki üniversitelerin boş kalan kontenjanlarına onları teşvik etmek, yurt dışındaki üniversitelerin portallarını izleyerek (studyportals gibi) yurt dışında burslu eğitim almalarına katkıda bulunmak, gençlerimizin yaşadıkları kendi ülkelerindeki üniversitelerinde eğitim almaları için destek vermek, Erasmus, Mevlana gibi uluslararası üniversitelerarası değişim programlarından yararlanmalarını sağlamak, Olde Vechte, Salto Youth gibi uluslararası seminer programlarını(Training programs) takip siteleri konusunda öğrencilerimizin aktifliğini sağlamak ve NON EU programlarına katılmalarına onları teşvik etmek gerekmektedir. Work and Travel gibi hem çalışma hem de dil öğrenim programlarına katılan öğrencilerimizin sayılarını arttırmak elzemdir.
Akademisyenlerimiz yüksek lisans ve doktora tezi yazacak adaylarımıza konu belirlemede destek vermeli, araştırmaların Ahıska üzerine yoğunlaşmasında hassasiyet göstermelidirler.
Hâlen hak ihlali devam eden halkımızın sorunlarına çözüm sunacak yeni organizasyonlarda buluşmak dileği ile tüm kamuoyuna durulur.
Ahıskalı Akademisyen Çalıştayına Katılan Akademisyenve Öğrenciler
1. Uzm. Dr.Seyfeddin BUNTÜRK – Uludağ Üniversitesi
2. Yrd. Doç. Dr.Rasim BAYRAKTAR – Giresun Üniversitesi
3. Yrd. Doç. Dr.Ahmet NİYAZOV – KTÜ
4. Yrd. Doç. Dr.Elşan İZZETGİL- İbrahim Çeçen Üniversitesi
5. Yrd. Doç. Dr.Mansur TEYFUR – Bitlis Eren Üniversitesi
6. Yrd. Doç. Dr.Süleyman KAYAGİL – GOP Üniversitesi
7. Yrd.Doç. Dr.Adem AHISKALI – Şırnak Üniversitesi
8. Yrd. Doç. Dr.Selim CEMALGİL – Munzur Üniversitesi
9. Yrd. Doç. Dr.Rüstem MÜRSELOĞLU – Medeniyet Üniversitesi
10. Yrd. Doç.Dr. Minara ALİYEVA ÇINAR – Uludağ Üniversitesi
11. Yrd. Doç.Dr. İkram ÇINAR – Kafkas Üniversitesi
12. SevilPİRİYEVA – Ahmet Yasevi Üniversitesi
13. AhmetTURANLI – İstanbul Üniversitesi Doktora Prog.
14. YahyaKEMALOĞLU – Medeniyet Üniversitesi Doktora Prog.
15. Azad DADAYEV– Necmettin Erbakn Üni. Doktora Prog.
16. NilüferMUTLU – Uludağ Üniversitesi Doktora Prog.
17. OrhanFAİGOV- Kocaeli Üniversitesi Doktora Prog.
18. MelekMAMMADOVA- Selçuk Üniversitesi Doktora Prog.
19. SafarSAFAROV – Necmettin Erbakan Üni. Y.Lisan Prog.
20. KamilAKHMEDOV – Selçuk Üniversitesi Y.Lisans Prog.
21. Afig ALİYEV– Erciyes Üniversitesi Y.Lisans Prog.
22. İsmayilASLANOV- Uludağ Üniversitesi Y.Lisans Prog.
23. SerkanSÜLEYMANLI – Necmettin Erbakan Üni. Y.Lisans Prog.
24. RavshanÇHİLAŞVİLİ- Ankara Üniversitesi Y.Lisans Prog.
25. Alikhan ZHAMALOV– Yıldırım Beyazıt Üni. Y.Lisans Prog.
26. RasimMAMMADOV- Ardahan Üniversitesi Y.Lisans Prog.
27. İzmiraODABAŞOVA- Gazi Üniversitesi Y.Lisans Prog.
28. CeyhunMUZAFFAROV- Kafkas Üniversitesi Y.Lisans Prog.
29. SayitTAHİROV – Uludağ Üniversitesi Y.Lisans Prog.
30. CemaleddinŞAHBAZOV – Sıtkı Kocaman Üni. Y.Lisans Prog.
31. MahmudMAMADALİYEV- Sıtkı Kocaman Üni. Y.Lisans Prog.
32. MustafaRASIKOV- Giresun Üniversitesi Y.Lisans Prog.
33. RamilZEYNALOV – Gazi Üniversitesi Y.Lisans Prog.
34. CahangirSÜLEYMANOV- Necmettin Erbakan Üni. Y.Lisans Prog.
35. SevilyaAGEZOVA- Necmettin Erbakan Üni. Lisans Prog.
36. RasimŞAKİROĞLU- Marmara Üni. Lisans Prog.
37. Kemal ŞAHBAZ– Yıldız Teknik Üni. Prog.
kaynak:devlet.com.tr