Ufuk Aykol   Kırım Haber Ajansı
 

Kırım Tatar millî hareketi, başlangıcından itibaren her zaman güçlü bir matbuatla var olmuştur. Bunun en açık örneği bizatihi Tercümangazetesinin kendisidir. Üstelik Tercüman’ın sadece bir gazete olmadığını, aynı zamanda bir yayınevi ve İsmail Bey Gaspıralı’nın (usûl-ü cedîd mekteplerini bir kenara bırakırsak) millî bir okulu olduğunu da görüyoruz. Nitekim kendisinden sonra gazeteyi devralan Hasan Sabri Ayvaz, hem Kurultay yolbaşçılarındandı hem de Kurultay’ın resmî yayın organı olan Millet gazetesinin de müdürüydü.

Yaş Tatar hareketi içinde önde gelen Kırım Tatar gençlerinin en önemli faaliyetlerinden birisi de Vatan Hâdimi gazetesini çıkarmış olmalarıydı. Vatan Hâdimi ile birlikte Kırım Tatarlarının tarihinde ikinci gazete çıkmış oluyordu. Gazetenin yazı işlerini, Yaş Tatarların lideri konumundaki Abdürreşîd Mehdî üstelenirken pek çok genç Kırım Tatarı gazete yazılar yazıyorlardı. Başyazarlardan biri Hasan Sabri Ayvaz’dı ve Kırım Muhtar Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti’nin Merkezî İcra Komitesi başkanlığında bulunacak olan Veli İbrahim de gazetede mürettiplik yapmıştı.

Osmanlı Devleti’nde 1908 senesinde Meşrutiyet’in yeniden ilânı ile birlikte cemiyet ve matbuat hayatı da hızlandı. İşte bu durumdan faydalanan İstanbul’daki talebe Kırım Tatar gençleri, kendi cemiyetlerini kurdular ve matbuat faaliyetlerini yürüttüler. Kırım Talebe Cemiyeti’ne bağlı olarak Numan Çelebi Cihan, Habibullah Timurcan Odabaş ve Bekir Sıdkı Çobanzâde’nin de aralarında bulunduğu, “Yaş Tatar Yazgıçları Cıyını” adlı bir edebiyat kulübü kuruldu. Yaş Tatar Yazılarıisimli hikâye ve şiirlerden oluşan bir derleme kitabı ile Habibullah Timurcan Odabaş’ın şiir kitabı olan Altın Yarık, Yaş Tatar Yazgıçları Cıyını tarafından neşredildi. Neşredilen iki eser de tamamen Kırım Tatarca’ydı.

Yine bu Kırım Tatar gençlerinin kurduğu gizli ve siyasî bir cemiyet olan Vatan Cemiyeti de matbuat işine el atmıştı. Abdülhâkim Hilmi, Halim Geray Sultan’ın Gülbün-ü Hânân adlı eserini tekrardan yayına hazırladı. Böylece Kırım için oldukça önemli olan bu tarih kitabı, Gülbün-ü Hânân Yahud Kırım Tarihi adıyla Abdülhâkim Hilmi’nin sadeleştirmeleri ve dipnotlarıyla 1911 senesinde Osman Cudî tarafından neşredildi. Bununla birlikte Cafer Seydahmet de Yirminci Asırda Tatar Millet-i Mazlumesi adlı risalesini Şehab Nezihî müstear ismiyle 1910 senesinde yayınlamıştı.

Nitekim Kırım Tatar Millî Kurultayı yolundaki önemli adımlardan biri olan Kırım Müslümanları Millî İcra Komitesi de teşkil edildikten sonra Kırım’da üç gazetenin neşrini başlatmıştı. 3 Temmuz 1917’de Abdülhâkim Hilmi’nin müdürlüğünde Kırım Ocağı; 10 Temmuz 1917’de Hasan Sabri Ayvaz’ın müdürlüğünde Millet ve 4 Ağustos 1917’de Ali Efendi Badaninskiy’nin müdürlüğünde Golos Tatar (Tatar Sadası) gazeteleri neşredilmeye başlandı.

Kırım’ın Bolşevikler tarafından işgalinden sonra da Kırım Tatar millî hareketinin matbuat hayatı devam etti. İstanbul’da Cafer Seydahmet’in tavsiyesi üzerine kurulan Kırımlılar Cemiyet-i Hayriyyesi, Kırım Mecmuası’nı 2 Mayıs 1918’te neşretmeye başladı ve mecmuada Bursalı Mehmed Tahir’in Kırım Müellifleri adlı eseri ile A. Faik’in Şahin Geray adlı piyesi neşredildi. Bununla birlikte cemiyetin kurucu üyelerinden olan Süleyman Sudi’nin yayınevi de bizatihi Kırım Tatar millî hareketinin Türkiye’deki matbuat merkezi haline geldi. Osman Kemal Hatif’in Gökbayrak Altında Millî Faaliyet adlı kitabı da 1918 senesinde yine burada basıldı.

1930’lu yıllardan itibaren Kırım Tatarlarının matbuat merkezi ise Emel dergisi oldu. İkinci Dünya Savaşı yılları da dâhil 11 yıl aralıksız olarak Romanya’da yayın hayatına devam eden dergi, Müstecib Ülküsal’ın idaresinde çıkıyordu. Üstelik sadece bir mecmua olarak değil bir yayınevi gibi de çalışıyordu. Selim Ortay’ın Kırım’ın İstiklâl Davası eseri gibi Kırım Şairleri ve Kırım’ın Kurtuluşu Anılması gibi derleme kitaplar da neşredildi. Almanların Romanya’yı işgali üzerine kapanan dergi, 1960 senesinde İstanbul’da ve yine Müstecib Ülküsal’ın idaresinde neşredilmeye başlandı.

Kırım Tatar millî hareketinin hem fikirlerini, Kırım’da yaşanan gelişmeleri kamuoyuna duyurmada hem de Kırım Tatar dilinin ve edebiyatının zenginliğini koruma ve geliştirmede Kırım Tatar millî matbuatının her zaman çok önemli bir yeri olmuştur. 1883 senesinden itibaren kısa bir özeti şeklinde anlatmaya çalıştığımız ve pek çok gazete, dergi ve kitabı anmadan geçmek zorunda kaldığımız (aksi halde bu yazı bir köşe yazısını aşacak hale gelebilirdi!),  bu matbuat tarihi görüldüğü üzere aynı zamanda Kırım Tatar millî hareketinin de tarihi. Bu yüzden farklı alfabelerde olan bu matbuatın yeniden ortak bir neşri elzemdir. Çünkü “tarih bir gelecek idrâkidir; bir milletin gelecek idrâkine aktarılan geçmişi o milletin tarihi olur.” Aksi halde yine İsmail Bey Gaspıralı’yı dört kelime bir cümleye hapsetmeye mahkûm kalırız.

QHA