Kikinet Camisi:  Ahıska Türkleri tarafından 19.yüzyılda inşa edilen cami  Adigen Belediyesi Kikinet köyünde yer almaktadır. Cami zengin süslemeleriyle dikkat çekmektedir. Kubbesi Ahıska bölgesindeki cami kubbeleriyle aynıdır. Mimarisi aynı dönemde o bölgede yapılmış camiler gibidir. Fotoğraf: Christine Mujiri

 

Kikinet Köyü hakkında :

Prof. Dr. Asif HACILI  Bizim Ahıska Dergisi Yaz 2011 sayısında HATIRALARDA AHISKA YURDU-II  isimli makalesinde Kikinet Köyü hakkında Azerbeycanda yaşayan Ahıskalılar ile yapmış olduğu Röpörtaj dan elde ettiğimiz Bilgiler :

Kikinet: 1958’de Özbekistan’dan Saatlı ilçesine göç eden Varxanlılar, burada yeni kurulan köyün adını da Varxan koymuşlar. Burada oturan Kikinetli Burhan oğlu, Şamil Azizov (1918) İkinci Dünya Savaşı’nda Sovyet ordusunda askerlik yapmıştır.

 

O, doğduğu Kikinet köyü hakkında şunları anlatıyor: ‘Köyümüzde 200 kadar tütün (hane) vardı. Köyün çevresinde Hökançala, İsitme kayası, Büyük kaya, Kirazlı çayırı gibi yerler aklımda kalmıştır. Büyük kaya puvarının suyunda çimerlerdi.

Köy halkı esasen ekincilik yapardı, rençberdi. Sıtmaya tutulanlar, İsitme kayasındaki Karaağaca al kumaş parçası, püskül, kaytan bağlıyorlardı. Şehitler, Garipler mezarlıkları vardı. Herkem denen yerde Garip mezarlığına, cuma günü yağmurda kitap açılıp kurban kesildiğini (2 öküz, 5 tosun, toplam 7 kurbanlık hayvan), kurban etlerinin üç köyde dağı- tıldığını hatırlıyorum. Bundan sonra yağmur kesilirdi.

Mevlit okunurken helva pişiriyorlardı, Ramazanda, iftardan sonra müzikli danslı, güreş- li eğlenceler düzenlenirdi. Kurban bayramında 7 adam bir arya gelerek 2 yaşlı bir tosun veya bir aile bir koyun kesermiş. Nevruz kutlanmazdı, Yılbaşı âdeti de sonradan çıkmıştı.

 

Anne ve babanın borcu, ev yapmak ve oğla ayrı mesken kurmakmış ve zaten ev yapılmadan oğul evlendirmezlerdi. Evin temeli atılırken kurban kesilirmiş.

 

Kikinetli Toromangillerden Gafur Hüseynov’un (1934) da doğduğu yurtla ilgili hatıraları vardır; oranın şiir, rivayet ve hikâyelerini unutmamıştır.

Eski Türk yurdu Kikinet’teki Düz- çayır, Kokroxana, Qaragöl, Sabadur çayırı, cami, Garip mezarlığı, kara sevdalı âşıkların türkülerini Gafur amca hâlâ hatırlıyor.

Kikinetli Cavad, Entelli Bedel, Gorgisimdalı Abbas, Xeveşenli Ali Sultan, Sakunetli Mehemmed gibi pehlivanlarla ilgili birçok hikâye ve rivayetler anlatıyor. “Mehemmed ve Qızxatun”, “Qara Sevda” destanlarını; Sümmanî’nin, Âşık Şenlik’in, Karacaoğlan’ın birçok şiirini 1980’li yıllarda bize Gafur amca söylemiştir.

Yaşlıların söylediklerine göre, Xeve- şenli Ali Sultan adaletli, Kaçak Nebi gibi bir yiğitmiş, bütün yörede tanınıyormuş. Ali Sultan o kadar ün kazanmış ki, bir müddet Adıgön’de Maarif Müdürü olan Rıza Şahveled onun hakkında piyes yazmış.

 

Gafur Hüseynov’un anlattığına göre, Xeve- şenli Ali Sultan bütün fakirlere kâğıt yazıp veriyormuş. Köylü bu yazıyı ağaya verecekmiş ve ağa da ona öküz vermek zorundaymış. Sonunda Ali Sultan’ı yakalayıp prangaya vurmuşlar. Tutulduğu hücrenin kapısında, kapanıp açılan pencere varmış. Askerler yemeğe gidince Ali Sultan gardiyana demiş ki, paprozumu (sigaramı) yak. Kibritini çıkarıp yaklaşan gardiyanı pencereden uzanıp kavramış ve boğmuş, tüfeğini alıp ormana kaçmış. Bakmış ki bir Gürcü demirci geliyor, prangalarını kestirmiş ve rahatlamış. Sonralar ailesiyle birlikte Türkiye’ye kaçmış.

 

Sakunetli Mehemmed, Varxanlı Nedim, Balabek, Niyaz, Sürlü Türen, Kikinetli Cavad, Gorgisimdalı Abbas, Entelli Bedel Ağa da çok ünlü pehlivanlarmış.

Anlatırlar ki, Entelli Bedel Ağa’nın ününü ve namını duyan bir Osmanlı pehlivanı Entel’e kadar gelmiş, onunla güreş- mek istiyormuş. O, köye varanda Bedel Ağa tarla sürüyormuş. Bedel Ağayı tanımayan Osmanlı pehlivanı ona yaklaşmış ve Bedel pehlivanın evini sormuş. Meseleyi anlayan Bedel Ağa ağır kutanı yerden kaldırıp onunla evi göstermiş. Bunu gören pehlivan sessizce geri dönüp gitmiş…

 

Bir defasında Bedel Ağa şehre gitmiş, sel (önü kızaklı araba) sipariş etmiş, yüz kilo da lazut (mısır) almış. Ardından gelmiş arabayı görmüş ama çok küçük olduğuna karar vermiş ve şöyle demiş ‘Ola, bunu kendim götürü- rüm, ben de sana sel demiştim’. Usta buna cevaben, ‘Al götür, sana hediyem olsun!’ demiş. 

Bedel Ağa mısırla birlikte arabayı sırtına almış ve yola çıkmış… Gorgisimdalı Abbas orman korucusuymuş. Bir defasında ormandaki kulübesindeymiş ve yanında avcılar varmış. Yoğun kar ve tipi, evin damını yıkmış, direk kırılmış. Abbas damı omzunda tutmuş, dizlerine kadar toprağa batmış. Yeni direk getirip dayatana kadar adam damı omzunda tutmuş...

Sür köyünden Türen pehlivanı düğüne gö- türmemişler, bu da kızmış ve bir kaya koyup yolu kesmiş, kaldırmak istemişler kimse kaldıramamış. Sonunda pehlivana düğün sözü verilince kayayı kaldırıp bir kenara atmış.

Ajans Ahıska/ Ahıska Türklerinin Haber Ajansı

 

Kikinet Köyü Camisi Resimleri: