Kazakistan'ın başkenti Astana'da gerçekleştirilen 2. Uluslararası Sosyal Bilimler Forumu'na katılmak için ata topraklarındayız. 1998 yılında başkent olan Astana her geçen gün daha da güzelleşiyor. Hele bahar aylarının son günlerinde bir başka iklime bürünüyor. Çünkü Astana'nın kışı ve yazı da tıpkı Kazaklar gibi sert ve zor...
Ama bu zorluğu aşmak sizin elinizde. Her yerde olduğu gibi bu ülkede de karşılaşabileceğiniz ve size ön yargı oluşturabilecek kimi örnekler dışında Kazak kültürünün öbeğinde konukseverlik var; dolambaçlı etkileşim yok.
Bununla birlikte ülkenin kurucu Cumhurbaşkanı Nazarbayev ulusa sesleniş konuşmasında bu kültürü ayakta tutmak, tarihi kodları ile buluşturmak ve dış dünyayla entegre edebilmek için büyük bir kültür/medeniyet tasavvurunu toplum belleğine sunmuş gözüküyor. Yönetim sistemlerini parlamentoyu güçlendirmek tercihi ile biçimlendiren Nazarbayev, gelecek nesiller için geri döndürülemez bir vizyon çağrısı yapıyor aslında... Muhakkak ki ileride daha iyi anlaşılacak bu vizyoner liderlik örneği...
Tıpkı bozkırın ortasında başkent Astana'nın kurulmasında olduğu gibi meselenin önemini kavrayanlar bu geleceğe yön verecek.
Yıllar önce de vurguladım; Astana şehri Türk-İslam Dünyası'nın kuzey ucundaki başkenti haline gelmiştir. Öyle ki EXPO 2017 için günlerin sayıldığı Astana'da her hafta bir çok uluslararası etkinlik üstleniliyor. Biz de bunlardan birisinde Türk Dünyası'nın iş birliğini nasıl artırabileceği üzerine kafa yorduk.
Uluslararası Türk Akademisi, Türk Tarih Kurumu ve TİKA öncülüğünde düzenlenen organizasyonda Macaristan, Moğolistan ve Rusya Federasyonu bünyesindeki Türk topluluklardan Türk Dünyası'nı temsilen seçkin bilim adamları yer aldı. Özellikle dil ve tarih bilimcilerin ağırlıklı olduğu toplantıya Türkiye'den Öcal Oğuz, Ahmet Taşağıl, Ahmet Bican Ercilasun, Abdullah Gündoğdu, Süer Eker gibi önemli bilim adamları katıldılar.
Ve Prof. Dr. Timur Kocaoğlu...
Akademi Madalyası'na layık görüldü. Tanımayanlar için bu önemli bilim adamının 1920-21 Buhara Cumhurbaşkanı Osman Kocaoğlu'nun da oğlu olduğunu hatırlatmak lazım. Akademi Başkanı Prof. Dr. Darhan Hıdırali ile birlikte yaptıkları açıklamada belirttiklerine göre iki önemli proje üzerinde çalışıyorlar. Birincisi İsmail Gaspıralı tarafından çıkarılan Tercüman gazetesinin kayıp nüshalarına ulaşılmış ve yakında bilgi ağına yüklenecek. İkincisi Türk bağımsızlık ve aydınlanma hareketinin Kazakistan'daki yansıması olan Mustafa Çokay'ın pasaportuna ulaşılmış, gittiği tüm yerler ve yaşadıkları yazıya dökülecek. Akademinin çalışmalarında çok önemsediğim hususlardan birisi Moğolistan'ı sürece dahil etmeyi başarması. Uzun zamandır bu tür çalışmalara kapalı olan Moğollar şimdi Türk Dünyası'nın bilimlik alanına resmen ortak oluyorlar.
Son olarak bir Moğol atasözü: "Her Moğol'un kendi yolu vardır".
Yolumuz belki bir süre ayrılacak ama ilke ve hedeflerimiz bir ve beraber olmaya devam edecek.
Kaynak: Büyük bozkırda büyük işler olurken - Kürşad ZORLU , yeniçağ