kzorlu77 @ gmail.com

Ermenistan tarafı Karabağ konusunda hep şu kritik cümleyi kullanıyordu: “Şuşa şehrini kim kontrol ederse, Dağlık Karabağ'ın da tamamını kontrol eder"…Bu amaçla 8 Mayıs 1992’de önce Şuşa-Laçin koridorunu ele geçiren Ermeni kuvvetleri ardından Şuşa’daki direnişi de kırmayı başardılar. Zira Hankendi merkezli Yukarı Karabağ bölgesinin Ermenistan’la lojistik irtibatını sağlayan iki yoldan birisi burasıydı. Kuzeyde Murovdağ üzerinden geçen diğer yol Azerbaycan’ın müdahale edebileceği bir konumda olduğundan Şuşa’nın hakimiyeti bir anlamda Hankendi’nin de kilidi anlamına geliyordu.

 

27 Eylül’den bu yana çatışmaların seyri gösteriyordu ki; en büyük kırılma anı Şuşa olacaktı. Hem askeri hem de psikolojik anlamda…

Daha bir hafta önce Azerbaycan’daki temaslarımız sırasında bunu gözlemlemiştik. Halkın dilinde, gönlünde Şuşa vardı. Savaşın haklı gururunu yaşatacak bir bariyer gibiydi adeta…

Salı günü Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in “Şuşa’ya bir nefes kadar yakınız” sözlerini bu köşeden paylaşmıştık. Ermenistan basını yazımızı farklı noktalara çekmek istese de mesaj yerine ulaşmıştı. Azerbaycan ordusu artık Şuşa merkezdeydi. Nihai haber ise dün yine Aliyev tarafından duyuruldu. Bölgenin kültürel merkezi sayılan Şuşa şehri 28 yıl sonra yeniden Azerbaycan’ın olmuştu. Ermenistan ne kadar inkar ederse etsin Şuşa artık işgalden azat edilmişti.

 

Burası müzeler, anıtlar, okullar, camiler ve daha pek çok eseri bünyesinde barındıran bir şehirdi. 1977’de koruma altına bile alınmıştı. Karabağ’ın son hanı Hurşit Banu Natavan 1830’da Şuşa’da doğmuştu.

Şuşa’nın alınmasının ardından Bakü başta olmak üzere ülke genelinde coşku tırmandı, halk sokaklara döküldü. Bu yerlerden biri de işgal sebebiyle Şuşa’dan göç etmek zorunda kalanlar için kurulan kampın bulunduğu Pirşağı kasabasıydı. 30 bine yakın insanın sadece buradan göç ettiği tahmin ediliyor. Haberin duyulmasıyla birlikte özellikle çocuklar ve gençler kasaba meydanında toplanarak birbirlerine sarıldılar ve "Şehitler ölmez, vatan bölünmez" sloganları attılar.

Öte yandan Azerbaycan’ın Şuşa’daki hakimiyetinin yeni bir sürecin işareti olduğu görülüyor. Çünkü Karabağ probleminin iki temel coğrafi ayağı vardır. Birisi Yukarı Karabağ (Dağlık Karabağ) denilen 4400 km2’lik alan diğeri ise bu bölgenin etrafındaki 7 ildir. Bugüne kadar ki barış görüşmelerinde gelinen en ileri aşama Ermenistan’ın bu 7 rayondan önce beşini sonra kalan ikisini boşaltması ardından da Yukarı Karabağ bölgesinin statüsünün ayrıca değerlendirilmesiydi. İşte Şuşa buranın yani sözde yönetimin bir parçası olan alandaydı. Bugüne kadar işgalden kurtarılan 4 il dışında Azerbaycan ordusu artık Yukarı Karabağ’a girmiş oldu. Ve yılladır süregelen statü değişmiş oldu.

Ancak şu gerçeği herkes hatırlamalıdır ki; 26 Kasım 1991'de Azerbaycan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti tarafından Dağlık Karabağ Özerk Yönetimi’nin özerkliği kaldırılmış ve bütünüyle Azerbaycan’ın bir parçası olmuştu.

Habertürk