Arslan TEKİN
Önceki akşam Paris kana bulandı. Dünya karıştı. Niye bu kin?
Batı zihniyeti durup düşünmelidir! Neden "Müslüman" kimliği taşıyan bu insanlar Kur'ân'ı hiç akla gelmeyecek şekilde yorumluyorlar ve neden düşmanlıkta bu derece aşırıya gidiyorlar?
Elbette böyle bir Müslümanlık yok. Batı zihniyeti, öncelikle "Nerede hata yaptık?" diye kafa yormalıdır. Suçsuz, günahsız insanlar, bilmedikleri, belki hiç tasvip etmedikleri politikaların kurbanı oluyorlar.
Vahşet en şiddetli şekilde tel'in edilirken, bu noktaya gelinmesinin sebepleri üzerinde mutlaka durulmalıdır.
Batı ürünü iki sakat ideoloji imalâtı: Komünizm ve faşizm. İkisi de kanlı bir döneme imza attı. Faşistleri en vahşî gösterilir; ancak, kan akıtmada her iki ideoloji birbirleriyle yarıştaydı. İki ideolojinin de kara kitabı dopduludur. Komünistlerin ayrıca melfufları (ekleri) vardır!
Eklerden biri sürgünler. Ahıskalılar üzerinde durmamızın sebebini ve Ahıskalıların çaresizliğini iki gündür işledik.
Ahıskalıların davasına kendisini adamış bir isim de yazar ve öğretim görevlisi Yunus Zeyrek'tir. Yunus Zeyrek yazdıklarımız üzerine bir açıklama ve sürgünün belgesini gönderdi. Önce mektubunu olduğu gibi vereceğim:
"Çok Değerli Arslan Bey
Her sabah ilk okuduğum yazar sizsiniz. Bu sabah da öyle. Yazının başlığını görünce heyecanımı ifade edemem. Çok teşekkür ederim. Allah razı olsun. Bu, zaten size yakışan bir duruştur... Bir iki küçük hususa işaret etmeme müsaade buyurun lütfen:
1. Sürgün tarihi 15 Kasım'dır. Belgesi ekte.
2. Ahıska Türklerinin sürgün gerekçesi Almanlarla iş birliği değil. Stalin'in kararnamesinde de böyle bir şey yok. Kırımlılara öyle dendi. Fakat Stalin Kars ve Ardahan'a yürümeyi hayal ediyordu. Bunun için Ahıskalıları aradan kaldırmak lazımdı.
3. Ahıskalılar Anadolu'dan götürülüp iskân edilmedi. Gürcü tarihi de yazıyor ki oranın eski halkıdır. Kıpçak ve Buntürklerin varlığı çok eski. Kartlis Çxovreba (Gürcistan'ın Hayatı) bunlardan bahsediyor. Buntürk sözü otokton/yerli Türk olarak açıklanıyor. Dede Korkut Kitabı da bunu teyit ediyor. Zira orada Ahıska Kalesi geçiyor ve Oğuzlar kuzey komşuları Hristiyan Kıpçaklarla savaşıyorlar.
Arslan Bey bunlar teferruat olarak görülse de bizi paramparça ediyor. Küçük bir ayrılık insanları bölüyor. / Tashihini istirham ederim. / Selam ve saygı. / Yunus Zeyrek".
Yunus Seyrek Bey, "Ahıska Türklerinin Hayatı" ve "Ahıska Gül idi Gitti" kitaplarının da yazarıdır. Son bir çalışması var ki, çok çok önemli: "Kitab-ı Dedem Korkud". Bu çalışma üzerinde ayrıca duracağım.
Biz sürgün gününü 14 Kasım 1944 diye belirtmiştik. Yunus Bey, gönderdiği belgeye dayanarak 15 Kasım diyor. Bir başka hatırlatması, Ahıska Türklerinin Anadolu'dan göçmedikleri, ezelden beri orada mukim olduklarıdır. Ben, Osmanlı'nın iskân politikası çerçevesinde Anadolu'dan götürülüp yerleştirildiklerini daha akla yatkın görmekle beraber, son sözü söyleyecek salahiyette değilim. Netice itibarıyla Türk ve Müslüman bir kitle hâlâ yurduna dönememiştir.
Söz konusu belge, Stalin'in cellâdı Beria'nın baş cellât Stalin'e sürgünle ilgili verdiği rapordur. Yer darlığından buraya alamayacağım. İnternette bulursunuz.