Programda bir konuşma yapan Yerli Düşünce Derneği Onursal Başkanı Yalçın Topçu, kendisinin de bir Ahıska Türk'ü olduğunu söyleyerek şöyle devam etti:
"Nisan ayında Özbekistan'ın Kuvazay kasabasında bir pazarda başlayan küçük bir kavga, Özbek ve Ahıska Türkleri'nin kardeşliğini istemeyen karanlık güçlerin kışkırtması ile iki kardeş birbirine düşürülerek gün be gün büyütülerek Ahıska Türklerinin yeni bir felâketine sebep oldu. Fergana'da meydana gelen olaylarda yüzlerce, binlerce ev; hatta köyler yakılıp yıkıldı. İş yerleri ve otomobiller zarar gördü. En korkuncu da canlar telef oldu, masum çocuklar vahşice öldürüldü.
Ruhsuzlaştırılmış ve mankurtlaştırılmış olan maşalar öz kardeşlerine tecavüz etti. Türk’ü Türk’e kırdırtma planlarını başarı ile uygulayanlar amaçlarına ulaşmışlar, Özbeklerle Ahıska Türkleri arasında cereyan eden kardeş kavgasında maalesef kan döktürmeyi başarmışlardı" dedi.
"Ahıska Türkleri üçüncü, hatta dördüncü kez vatan değiştiriyor"
"Ahıska Türkleri yüzlerce ölü ve yaralısıyla 45 yıl önce Stalin’in yaşattığı dehşeti yeniden yaşıyor, bu kez üçüncü, hatta dördüncü defa vatan değiştirmek zorunda kalıyordu. Ata yurtları olan en eski Türk topraklarını da kurbanlar vererek terk etmek zorunda kalmışlardı. Kendi dil, din, soy ve kan kardeşlerinden ayrılıp Rus askerlerinin himayesinde, savaş uçaklarıyla Rusya'nın iç kesimlerine; Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan ve Türkmenistan'a yerleştirildiler."
"Kışkırtarak seyrettiler"
Fergana olaylarında kardeşin kardeşi katletmesini kışkırtarak seyredenlerin meşhur basın organları yoluyla bu olaylara geniş yer verdiğini dile getiren Topçu "ABD ve Avrupa basını Alman Der Spiegel dergisinde 'Her yer yanıyor!' benzeri başlıklar kullanarak haber yapmışlar, Ferganskaya Pravda gazetesi de 23 Mayıs'ta çıkan olaylara bir grup sokak serserisinin sebep olduğunu yazıyordu. Moskova'da çıkan Glasnost dergisi, olaylara geniş yer ayırmış ve '24 Mayısta Özbek gençlerin Ahıska Türklerinin oturduğu mahallelere saldırarak 24 saat içinde Özbekistan'ı terk etmeleri, aksi hâlde sonuçlara katlanmak zorunda kalacakları tehdidinde bulunduklarını yazdı" dedi.
"Mesele çilek değil"
Sovyet Rus yetkililerinin tuhaf açıklamalarına karşı ise Sovyet Albayı Studenikin'in açıklamalarının olayın vahametini tüm çıplaklığıyla açığa vurduğunu belirten Topçu, Rus Albayı Studenikin'in o günkü sözlerini hatırlatarak, "Rus Albayı'nın; 'hükûmet, mahallî makamlar insanları kurtarmak için hiçbir şey yapmamıştır. Bu hadiselerin çıkacağı önceden belliydi. Çatışmaların çarşıda çilek yüzünden meydana geldiğini söylemek saçmadır ve bir devletin devlet adamlarının bunu dile getirmesi rezalettir' diye belirtmiştir" dedi.
"Dilde, fikirde, işte birlik"
Topçu sözlerini şöyle tamamladı: "Bu katliamda şehit olan kardeşlerimizi rahmetle yad ediyor; Özbek, Türkmen, Kırgız, Kazak, Tatar, Azerbaycanlı, Anadolulu hepimizin ortak atası İsmail Gaspıralı'nın dediği gibi;' dilde, işte, fikirde bir olmak' için elimizden geleni, üstümüze düşeni yapmalıyız. Bu kötü günleri hatırlayarak bir daha yaşamamak içi tedbirler almamıza vesile olmasını diliyor, Türk-İslam dünyasına, birlik, dirlik, güvenlik, adalet ve refah diliyorum."