62 ülkenin katıldığı savaşta yaklaşık 65 milyon kişi hayatını kaybetti, yüzlerce şehir zarar gördü. Savaşı başlatan Almanya, adeta yerle bir edilirken Sovyetler Birliği galip gelmesine rağmen en fazla kayıp veren ülke oldu. Diğer taraftan Türkiye’de II. Dünya Savaşı’na dair yapılan çalışmalarda SSCB’nin savaştaki rolünün, zaferdeki katkısının ve üstlendiği yükün azaltılarak aktarıldığı söylenebilir.

WDOÇ. DR. İLYAS KEMALOĞLU
MSGSU TARİH BÖLÜMÜ

 






 

 

9 MAYIS günü, dünyanın birçok ülkesinde kutlanmasına ve önemli bir tarih olarak kabul edilmesine rağmen Türkiye’de pek bilinen ve önem verilen bir gün değildir. Hâlbuki II. Dünya Savaşı’nın resmen sona erdiği gün olarak kabul edilen 9 Mayıs 1945 tarihi, şüphesiz Türkiye’yi de yakından ilgilendiren ve Ankara’nın bundan sonraki siyasetini etkileyen bir gündür.

Almanya’nın 1939’da Polonya’ya saldırmasıyla başlayan savaş, altı yıl sürdü ve gerek katılım gerekse de verilen kayıplar açısından yalnızca XX. yüzyılın değil, tarih boyunca yapılan önemli savaşlardan biri olarak kabul edilmektedir. Günümüz açısından arz ettiği bir başka önemi ise etkilerinin hâlâ devam ediyor olmasıdır. Nitekim savaş öncesinde Almanya ile SSCB arasında başlayan Avrupa’yı paylaşma süreci, savaş sonrasında SSCB ile savaştaki müttefikleri arasında devam etti.
Ajans Ahıska 

 

 

 




 

 

 

 


62 milyon kişi

62 ülkenin katıldığı savaşta yaklaşık 65 milyon kişi hayatını kaybetti, yüzlerce şehir zarar gördü. Savaşı başlatan Almanya, adeta yerle bir edilirken Sovyetler Birliği galip gelmesine rağmen en fazla kayıp veren ülke oldu. Diğer taraftan Türkiye’de II. Dünya Savaşı’na dair yapılan çalışmalarda SSCB’nin savaştaki rolünün, zaferdeki katkısının ve üstlendiği yükün azaltılarak aktarıldığı söylenebilir. Bunun da en önemli sebebi muhtemelen savaş sonrasında Moskova ile Ankara’nın farklı cephelerde yer almaları ve yaklaşık 50 yıl boyunca karşılıklı propaganda savaşı yürütmeleriydi.

9 Mayıs sonrasında uluslararası arenada önemli gelişmeler yaşandı, güç dengeleri büyük ölçüde değişti. Dünya siyasetinde SSCB ile ABD ön plana çıktı. Savaş sonrasında Doğu Avrupa’nın büyük bir kısmında sosyalist rejimler kurulurken, Batı Avrupa’nın Ortadoğu ve Afrika’daki kolonileri bağımsızlık elde ettiler. Soğuk Savaş’ın başlaması, BM, NATO ve Varşova Paktı’nın kuruluşu savaşın dolaylı sonuçlarıydı. Savaşın önemli özelliklerinden biri de doğrudan ya da dolaylı sonuçlarının etkisinin hâlâ devam etmesidir. Rusya-Batı rekabeti, Balkanlar ve Orta Doğu’daki gelişmeler, bunun en önemli yansımasıdır.

Tarafsız siyaset

Savaş döneminde tek bağımsız devlet olan Türkiye Cumhuriyeti izlemeye çalıştığı tarafsız siyasete rağmen bulunduğu coğrafya ve bölgedeki konumu dolayısıyla tamamen savaşın dışında kalamadı. Ancak yine de her iki cephenin Türkiye’yi savaşa dâhil etme çabasına rağmen Türkiye, savaşı minimum kayıplarla atlatmayı başardı, savaş sonrasında uluslararası arenada gerçekleşen yeniden yapılandırılma sürecinde ise Batı Bloku’nun içerisinde yer aldı. Savaş sonrasında Josef Stalin’in Türkiye’ye karşı tehditler savurması, Ankara’nın NATO’ya üyeliğine yol açtı.Türkiye, II. Dünya Savaşı boyunca tarafsızlığını ilan etmekle birlikte
milyonlarca Türk soylu vatandaş II. Dünya Savaşı’na katıldı. Bu Türkler, Sovyetler Birliği içerisinde yer alan Türk halklarıydı. Orta Asya, Kafkasya, İdil-Ural, Sibirya, Kırım vb. bölgelerdeki Türk halkları Sovyetlerin tarafında en ön safta savaştılar, yüzbinlerce kayıp verdiler, cephe gerisinde de faaliyet göstererek savaşın kazanılmasında ve Nazi Almanyası’nın yenilmesinde önemli rol oynadılar. Sovyetler Birliği içerisindeki Türk halklarının ekseriyeti Almanya’ya karşı savaşıp yüz binlerce kayıp vermesine rağmen bunların arasından küçük bir kısmının Almanya’nın tarafına geçmesi bahane edilerek savaş sonrasında özellikle Kırım Tatarları ile Ahıska Türkleri Sovyet iktidarı tarafından vatanlarından sürgün edildi. Her iki halkın temsilcileri de hâlâ vatanlarına dönmüş değillerdir.

Günümüzü etkileyen savaşın bir başka özelliği ise Moskova ile Tokyo arasında II. Dünya Savaşı’nı resmen bitiren barış anlaşmasının hâlâ imzalanmamış olmasıdır. Japonya, Rusya ile kağıt üzerinde de olsa hâlâ savaş durumundadır. Bu husus hem iki ülke arasındaki münasebetleri hem de genel olarak Asya Pasifik Bölgesi’ndeki gelişmeleri olumsuz etkilemektedir.

62 ülke katıldı

62 ülkenin katıldığı II. Savaşı ve sonuçları, günümüzde farklı ülkeler tarafından farklı şekillerde değerlendirilmektedir. Soğuk Savaş döneminde Avrupa’daki bütün Doğu Bloku ülkeleri 9 Mayıs’ı görkemli bir şekilde kutlarken, günümüzde bu ülkelerin bir kısmı, savaş ve özellikle de savaş sonrasındaki gelişmelere olan yaklaşımlarını değiştirdiler. Baltık ülkeleri ve Doğu Avrupa ülkelerinin bir kısmı, Sovyetler döneminde ülkelerinin Sovyetler tarafından Almanlardan kurtarıldığı düşüncesindeyken günümüzde bu kurtarışı, “yeni bir işgal” olarak nitelendirmektedirler. Bundan dolayı 9 Mayıs’ın da onların gözünde eski önemi yoktur.


YENİ YÜZYIL GAZETESİ