DÜNYA DEĞİŞTİ ,BİZ DE DEĞİŞTİK

Yazmak,konuşmak ,bu gün sanal alemde yorumlar yapmak,instagramda bir şeyler paylaşmak her bir özgür bireyin hakkıdır.Yorumlarında hakaret etmeden yorumlar yazabilir. Ama söyleyelim ki, her yorum gerçek değildir, gerçek olarak kabul görmemelidir. Azerilerin bir deyimi var : Her okuyan Molla Penah olamaz. Her yorum yapanında konuyu bildiği anlamına gelmez..

Ahıska'lılarda medyanın gücünü anladılar. Yorumlarında gerçekleri değil kendilerinin yarararına olacak yorumlar yapıyorlar. Anlayacağınız ahıskalı 'troller' de meydana çıktı.Yani doğruyu değil birisine yaranmak için yorumlar da yapılıyor.


              Şimdi gelelim değişim konusuna. Dünya biz Ahıskalı Türklerin 1944. yılda sürgüne maruz kaldığı dünya değildir. Dünyanın değişmesi bizi de değiştirdi. Değerlerin değişmesi insanların da değişmesine sebep oldu. Ahıskalı Türkler artık sürgün öncesi Ahıskalı Türkler değiller.  İnsanlar aynı kalmak için aynı ortamlarda yaşamalıdırlar. Aynı havayı teneffüs etmelidirler. Aynı düşünceye sahip olmak için de insanların aynı ortamda büyümesi, kalması önemlidir.  İnsanların değişmesinde dil, kültür çok büyük etkendir.  Bu gün amca oğulları birbiriyle ingilizce konuşuyorlar. Sosyal medyada ben fikirlerimi rusça daha iyi ifade edebiliyorum, yazan ahıskalı türklerle karşılaşmaktayız. Anlatmak istediğim aynı devlette yaşamayan, aynı okula gitmeyen, aynı kültürle büyümeyen çocukların, aynı düşüncelere sahip olmaları da düşünülemez. Nasıl ki özbekler, kazaklar, azeriler, kırgızlar  Türk dili konuşan milletler olsalarda ayrı kültürlere sahiptirler. Onların içinde yetişen bizim çocuklar, gençler de muhakkak bulundukları ortamdan etkilenmişlerdir.

 Bu gün dünyada 3 kıtada , 12 devlette yaşayan Ahıskalı Türklerin değişmemiş olduğunu söylesek yalan olur. Farklı devletlerde yaşamamız ideolojimizi,  maneviyatımız,dilimizi,kültürümüzü değiştirmiştir. Bu yalnız coğrafi uzaklıktan değil bulunduğumuz ülkelerin ekonomik, sosyal, ideolojik etkisiyle de bariz şekilde kendisini göstermektedir . Örnek olarak demokratik ortamda büyüyen bir çocukla ,otoriter bir rejimde büyüyen çocuk aynı olamaz. İki yüz dolara çalışan gençle 2000 dolara çalışan gençte aynı düşüncelere sahip olamaz. Birileri diyebilir ki, aile büyükleri isteseler çocuklar değişmez,aynı kültüre ,düşünceye sahip kalırdılar. Sosyal ortam her zaman aileden güçlüdür. Değişime kimse engel olamaz.


Değişmeyen bir şey var. O da bizim Ahıskalıların halen sürgün yerlerinde yaşamakta olmasıdır. İnsan kendi yaşayış yerini seçmesi ona ait olmalıdır. Ama bizim rızamız olmadan bizi göçe tabi tutmak sürgündür. Bunun başka adı olamaz. Şimdi bu durumdan kurtulmak için formüller aramak lazım. Strateji, taktik belirlemek lazım. Bunun için birlik sağlamamız lazım.

 

            Yukarıda yazdığım farklı insanların birlikteliğini sağlamak kolay değil. Ama aynı fikire sahip olmak için çalışmalar yapılmalıdır. Demek ki, birlik olmamız için önce fikir birliğini sağlamak gerekiyor. Bu kadar değişik ortamlarda bulunan, yetişen insanların birliğini nasıl sağlarız. Bizi birleştiren bir esas etken vardır. Hepimizin Ahıska'dan çıkmış olmamız. Ahıska'ya normal şekilde dönmemize izin verilmemesidir.  

Bu gün 'Ahıska davası' ismiyle bazı insanlar faaliyetlerde bulunmaktadırlar. Ama bu şahıslar ne yapıyorlar, nasıl yapıyorlar bunları halka açıklamak zorundadırlar. Eğer bir dava varsa onun arkasında insanlar olmalıdır, yani halk olmalıdır. Halktan gizli yapılan, dava olamaz .Halk bakar öncü kimdir. Ona görede hareket eder. Halkı inandıracak insanlar o halkın aydınlarıdır. Zaten aydını olmayan halktan bir şey beklenemez. Şahsi çıkarları için dava edenlerin, öne çıkanların bir gün gerçek yüzü ortaya çıkar.Halk zamanı gelince yalancılara.sahtekarlara  haddini bildirir.

05 09 2018 
Üzeyir URAVELLİ