Dün görüşlerine değer verdiğim Ahıskalı bir kardeşim özelimden bana aşağıdaki mesajı attı. Telefonla arayıp uzunca bir sohbet etme fırsatı buldum. Bir çok konuyu bir arada genişçe anlattım. Sonra bilgilendirme bakımından bu yazısını isim vererek yazıp paylaşmamda sakınca olup olmadığını sordum. Sakınca olmadığını isim vererek yayımlayabileceğimi söyledi.
Bugün ise bir mesaj atarak isim vermeden yazmamı rica etti. Ben de kararına saygı göstererek bu vesile ile de uzun süredir kafaları karıştıran ve bizi bu konuda suçlayanlara karşı açıklama fırsatı vermiş oldu.
Önce aşağıdaki Ahıskalı kardeşimizin başına geldiğini söylediği olayı bir dinleyelim;
“Değerli Burhan bey, 5 gün önce doğan oğlum için doğum belgesi almak için bugün nüfus müdürlüğündeydim, sağ tarafta sıramı beklerken sol tarafta Suriyelilere kimlik veriliyordu. İşimi hallettikten sonra sol taraftaki memur bayana neden biz Ahıskalılara kimlik vermiyorsunuz diye sorduğumda, memur bayan bana; "sizin Ahıska vatanız varmış, gidin oranın kimliğini alın". diye cevap verdi. Neden öyle diyorsunuz dediğimde, sizin büyükleriniz Türkiye'yi değil, Ahıska’yı vatan gördüğü için, dedi. Yani, anladınız mı ne demek istediğini. Bugün, DATÜB ve AGB gibi STK Ahıska’ya vatan dediği sürece bugün benim düştüğüm duruma yarın başkaları da düşebilir ve böyle giderse uzun zamandır beklediğimiz kimliği daha çok bekleriz. Dolayısıyla, bir kardeşiniz olarak tüm çalışmalarınızda öncelik olarak Türkiye vatanımıza sahip çıkmanızı istiyorum. Siz çok başarılı ve iyi niyetli bir büyüğümüzsünüz. Ancak bu şu demek değil, Türkiye'ye vatan derken Ahıska’yı unutalım. Ahıska zaten bizim ata yurdumuzdur, memleketimizdir. Ama her çalışmanızda öncelik Türkiye vatanımız olsun, başka bir deyişle Türkiye anavatanımız olsun. Ahıska er ya geç bizim halkın olacaktır, nasıl ki siz buna inanıyorsunuz, ben de buna inanıyorum. Saygılar, M….”
Her şeyden önce şunu belirtmek isterim ki görevindeki bir devlet memuru böyle bir cümle kullanmakla suç işlemiştir. Şunu bilmemiz gerekir; Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesini imzalamış (Türkiye 1949 yılında imzaladı) bir devletin toplum arasında yaptığı ayrımcılık evrensel bir suçtur.
Şimdi gelelim bu konunun dedikodu boyutundan çıkarılarak gerçek yüzüne; Bakınız yukarıdaki sözlerin sahibi olan kardeşimizin isteğine kulak verelim. Diyor ki, biz DATÜB’ün kuruluş amacı olan vatana dönüş mücadelesini bırakalım öncelikle Türkiye’de çıkacak vatandaşlık için uğraşalım. Bakınız DATÜB’ün kuruluş amacına ters bir düşüncedir.
Türkiye’de bu vatandaşlık çıkacak. Bunun artık kurtuluşu yok. Bu 15 Temmuz olayları biraz erteledi o kadar. Yoksa çoktan çıkmış olacaktı ve 22 800 civarında Ahıskalı TC Vatandaşı olacaktı.
Peki, şimdi şimdi soruyorum bu kadar kişi vatandaş olunca sorunumuz kökten çözülmüş olacak mı? Bakınız 4-5 yıl sonra bugün yaşadıklarımız tekrar yaşanacak Türkiye’de…
DATÜB NE STRATEJİSİ NEDİR?
Bu dedikodulara inanıp Dünyadaki Ahıskalılar için oldukça önemli olan çatı kuruluş DATÜB gibi bir kurumu yıpratmak isteyenler veya bu mihraklara inanların yazacaklarıma kulak vermesini istiyorum.
Bakınız DATÜB Resmen 24 Nisan 2010 tarihinde kurulmuştur. 5 Eylül 2011 tarihinde DATÜB olarak ilgili kurumlara yaptığımız resmi yazılı müracaatlarda, 1944 sürgününden sonra dünyanın 10 ayrı ülkesinde dağılmış bir halde sürgün yaşayan Ahıska Türklerine çifte vatandaşlık verilmesini talep ettik. Türkiye dışında yaşayan Ahıskalıların bulundukları ülkelerde vatandaşı olmasa da evlerinde Türk bayrağı taşıdıkları ve Türkiye’nin gönüllü elçileri olduklarını argümanlar sunarak izah ettik. Buna Türkiye’nin dış temsilciliklerinde görev yapan diplomatların bire bir şahit olduğunu da özellikle vurguladık. Ayrıca bu görüşümüzü her ortamda dile getiriyoruz.
Yani kısacası biz sadece Türkiye’ye gelen 20-30 bin Ahıskalıya değil Dünya üzerinde yaşayan 500 binden fazla Ahıskalıya vatandaşlık verilmesini talep ettik. Bununda peşini bırakmıyoruz. Bazı ülkelerde çifte vatandaşlık sorunu olduğundan Almanya’daki Türk vatandaşlarına uygulanan Mavi Kart uygulaması örneğini vererek Ahıska Türklerine de uygulanmasını istedik.
NEDEN VATAN?
DATÜB (Dünya Ahıska Türkleri Birliği) vatana dönüş çalışmalarını Uluslararası arenada yürütmesi ve haklarının iadesini sağlamak amacı ile Türkiye Cumhuriyeti yasaları gereği kurulmuştur. Çünkü Sovyetler döneminde yurtlarından sürülen ve vatanlarına dönemeyen tek millet Ahıska Türkleridir. Bu durum Gürcistan’ın da kabul ettiği ve dünyaya deklare ettiği bir durumdur. Ayrıca Ahıska Türklerinin vatanlarına dönüşünü Uluslararası kamuoyu karşısında taahhütte bulunmuştur. “Bu insani bir durumdur yurtlarına dönmek isteyenleri onurlu bir şekilde dönmelerini sağlamak bizim görevimizdir” diyerek her defasında söz vermiştir. Dolayısıyla vatana dönmek isteyenlere destek vererek onurlu bir şekilde vatana dönüşleri sağlanmalıdır. Tabi ki 500 bin Ahıskalının vatana dönmesi imkansızdır. Ayrıca her değişik ülkede yaşayan Ahıskalılar bulundukları ülkelerde geçmişte olduğu gibi Türklüklerini korumalı, özümüze ve kültürümüzle bağlı yaşarken oluşturacakları lobi faaliyetleri ile her yerde varlığını sürdürebilmeli ve vatanda yaşayanlara daha sağlam destek olabilmelidir.
Oluşturacağımız stratejiyi iyi belirlemeliyiz iyi bir yol haritası çıkararak bu strateji doğrultusunda birlik sağlayarak daha derin, geniş ve sağlam bir mücadele vermeliyiz.
Burhan ÖZKOŞAR
DATÜB Avrupa Temsilcisi