Bursa’ya bir o kadar yakın, bir o kadar da uzak, şehrin keşmekeşinden uzaklaşmak isteyenlerin doğa ile buluşma noktası, Çalıkuşu romanının ilham kaynağı Zeyniler Köyü…
Her seferinde deniz diyoruz, mavi diyoruz. Yaz bitti ve artık yeşil ve yeşilin tonları ile yeniden buluşma vakti geldi. İlk durağımız Türk edebiyatında da önemli bir yeri olan Bursa’nın Zeyniler Köyü.
Reşat Nuri Güntekin’in Çalıkuşu Roman’ını yazmaya başladığı ve romanın geçtiği yer. Romanın kahramanı Feride, köydeki adıyla Feride Hala’nın yaşadığı yer.
Köyle ilgili o kadar çok anlatılması gereken şey var ki aslında. Doğa, tarih, edebiyat ve tabi ki kadınların başarı öyküsü.
Hepsini tek tek anlatacağım yazımda. Aslında itiraf etmeliyim ki beni köye çeken kadınların kurduğu kooperatif.
Eski adı ile Beşevler şimdi ise Zeyniler Köyü.
Bursa şehir merkezinden dağa doğru bakıldığında yol başlangıcındaki zikzaktan dolayı ‘Z’ harfine benzediği için Z yolu diye bilinen, son dönemde yamaç paraşütçülerinin tercih ettiği bir mekân. Dağın yamacında ve her mevsim birbirinden güzel doğanın renkleri ile buluştuğunuz bir yer. Yolu biraz yokuş ve dar, fakat oraya vardıktan sonra sizi rüya gibi bir manzara bekliyor.
Size manzarayı anlatmadan önce Feride Hala’nın yeğenlerinden Cihangül Özkaya Altan’dan dinlediğim köyün tarihi ile bilgi vermek istiyorum.
İLK ADI BEŞEVLER
90 harbinde Ahıska’dan gelen 5 kardeş tarafından kurulmuş. O yüzden de eski adı Beşevler. Savaş zamanı Bursa’ya gelen kardeşler, Osmanlı tarafından öncelikle Çekirge’ye yerleştiriliyorlar. Çekirge o dönemde bataklık olduğu için çocuklar sıtmadan ölmeye başlıyor. Yeni bir yerleşim yeri bulmak için keşfe çıkıyorlar ve keşif sırasında memleketlerine benzettikleri için Zeyniler köyünün olduğu yeri beğeniyorlar. Dönemin Valisinden burada yaşamak için izin istiyorlar ve yaşamaya başlıyorlar.
Fakat yer engebeli ve dağın eteği. Kayaları taşları temizleyip, arazi açıyorlar, ama tarıma elverişli bir yer değil. Sonrasında köye en yakın yer olan Teleferik mahallesinde yer alıp tarla işlerini burada yapıyorlar. Köyü yayla olarak kullanıyorlar. Savaş zamanı yokluk var. Araç yok. Eşek ve atlar ile köye çıkılabiliyor. Ya da yürüyerek. Daha sonra şehirleşme ve sanayileşme, okula gidip gelmenin zorluğu nedeni ile köyün bir kısmı şehirde yaşamaya başlıyor.
FERİDE HALA’NIN YAŞADIĞI KÖY
Yaklaşık 1922 yıllarında o dönem Bursa Erkek Lisesi’nde edebiyat öğretmeni olan ve Işıklar Lisesi’ne de derslere giden Reşat Nuri Güntekin, gezmeye gittiği köyün girişinde yer alan seyir tepeden çok etkilenir ve Çalıkuşu romanını burada yazmaya karar verir. Bu arada Seyirtepe bir tarafı tamamen Bursa manzarası diğer tarafı dağ olan büyüleyici bir yer. Seyirtepe’de kitabını yazarken Feride Hala ağaç dallarının arasından yazarı izlermiş. Sonrasında da kendisine ayran ikram etmeye başlamış. Reşat Nuri Güntekin de romanın kahramanına Feride adını verir. Ama Feride fiziksel özellik olarak daha çok romanda Feride’nin yardımcısı Munise’dir. Ufak tefek ve pembe yanaklı. Feride Hala ölünceye kadar köyden ayrılmaz. Eşinin adı Karabek. Birbirlerini çok severler ve köyde yaşanan göçe rağmen köyü terk etmezler. Köylülerin isteği de Feride Hala’nın yaşadığı evin müze olması.
ÇALIKUŞU KADINLAR KOOPERATİFİ İLE BİRBİRİNDEN GÜZEL LEZZETLER
Girişimci kadınlarımıza gelecek olursak, şu anda köyde yemek yiyebileceğiniz tek yer var. Orası da Çalıkuşu Kadınlar Kooperatifi’nin işlettiği mekan. Kooperatife üye 40 kişi var. Bunların tamamı köyün kızları ya da gelenleri, yabancı kimse yok. Kooperatif’in Başkanı Mahinur Makar ile kooperatif ve hizmetleri ile ilgili konuştuk.
KADININ ELİ, ANNENİN RUHU
Çalıkuşu Kadınlar Kooperatifi’nin kuruluşu 2015 yılı Kasım ayına dayanıyor. Nisan 2016 yılında yapılan genel kurul ile kurucu üyelerden olan Mahinur Makar’ı başkan yapıyorlar. Kooperatif’te üye olan 40 kişiye karşın gönüllü olarak çalışan, hizmet veren 10-12 kişi. Sadece hizmet vermiyorlar, kaliteli hizmet vermek adına sürekli olarak eğitimlere katılıyor. Hijyen eğitiminin yanında Yıldırım Belediyesi’nin meslek edindirme kursları YILMEK’ten eğitim alıyorlar. Çalışanların evlerinin mutfağından çıktığını hatırlatan Başkan Mahinur Makar, “Kadının eli, annenin ruhunu katıyoruz” diyor. Gelen her misafiri şehrin keşmekeşinden uzak huzurlu ve kaliteli bir ortamda ağırlamak istediklerini ifade eden Makar, “Kooperatif olduğumuz için ticari bir amacımız yok. Burada serpme kahvaltı veriyoruz. Sabah 10 ile 13 arasında. Mantı var. Tostumuz var. Sıcak, soğuk içeceklerimiz var. Binamız Yıldırım Belediyesi’ne ait. Mart 2017’den beri de binayı işletiyoruz. İç mekanda Yıldırım Belediyesi de destek verdi. Eksiklerimizi tamamlamaya çalışıyoruz. Nöbetle çalışıyoruz. Daha kara geçmedik, eksiklikleri gideriyoruz. Çok bilinmiyor henüz. Randevu ile hizmet veriyoruz. Beyaz grupta taze ve kaliteli çalışıyoruz. Tedarikçilerimiz güvendiğimiz kuruluşlar. Onun dışında sunduğumuz her şey bize ait. Her mevsimin meyvelerinden reçel yapıyoruz. Köy halkının yapmış olduklarını alıyoruz. Burada satıyoruz. Köylüye de katkı sağlıyoruz. Yönetimde çok değerli arkadaşlar var. Herkes gönül verdi” dedi.
Kesinlikle gidip görülmesi gereken bir yer. Hatta Kooperatifi facebook sayfalarından da takip edebilirsiniz. Dağın eteğindeki edebiyata ilham kaynağı olan bu köy, her mevsime özel renkleri ile gerçekten büyülüyor.
* www.canselgeziyor.com