Fergana Olaylarını Unutmadık !

Tarihin sadece yazmakla yetindiği, yazılanların okunmadığı bir devirde sizlere çokta uzak olmayan, olaylara şahit olan insanların henüz orta yaşını bile geçmediği bir tarihten bahsetmek istiyorum.
Elinde silah, at sırtında savaşlara göğüs geren, yeri-göğü inleten, mürekkebi kanlı, kalemi kılıç olan atalarımızın bugün ki varisi ve Türk dünyasının bir bireyi olan  Ahıskalı bir genç olarak zaferimizi değil, tarihimize kanla yazılmış bir faciayı , TÜRK dünyasının sızlayan yaralarından birini sizlerle paylaşmak istiyorum.

Yaptıkları vahşetin üzerini kapatma ve Ahıska Türklerine yapılan soykırım girişimlerini, devrin talimat ve manatla çalışan gazetecilerinin yazmaması için ‘Pazarda Kavga’ süsü verilmiş faciadır. Gerçekte Fergana Olayları. Sadece tek bir yerel televizyon kanalına sahip olan, Amerika,Türkiye ve Avrupa ülkelerindeki haksızlıklar nedeniyle hükümetlerini demokrasiye davet eden halkların miting görüntülerini kendi yerel  kanallarında ve gazetelerinde ‘Bakınız, Sovyetler sınırı dışındaki halklar açlıktan sokaklara dökülmüş’ diye haber yayımlayan, halk uyanmasın diye kendi sınırları içinde olan hiç bir şeyi dünya basınına ve yayın hatlarına sızdırmayan, Türklerin üzerinde kanlı amellerini soğukkanlılıkla gerçekleştiren dönemin Sovyet Hükümetinden ne beklenirdi ki zaten ..

Hafızalarımıza kazınmış bu kara  tarihin aslında soykırım girişimi olduğunu yazmam içinde da haklı sebeplerim ve tespitlerim vardır elbet..

NEDEN SOYKIRIM ?

Silahların halktan toplanıldığı, Türk olduğu tespit edilen şahısların askere alınmadığı, Türklere savunma yöntemlerinin öğretilmediği bir zamanda  baslayan II. Dünya savaşında Sovyetler, Ahiska türklerini dönemin en güçlü savaş teknolojisine sahip Alman ordusuna karşı ön sıralarda savaşmaya mecbur etmiştir.
On binlerce Ahıska Türkünün şehit olduğu savaşa sahne olmuştur Sovyetlerin Almanya’ya karşı zaferi..

Daha bitmedi..!

Eli silah tutan insanlarını savaşa gönderen, geri kalan yaşlılarını, kadınlarını, çocuklarını ‘Kahraman askerlerimize giyim, erzak yardımı göndereceğiz’ bahanesiyle tren istasyonu inşaatında gece gündüz çalıştıran ve 2 saatlik bir  zaman zarfı içerisinde yurtlarından acımasız kış souğunda, her tarafı delik deşik olan demir ve tahta ile kaplı hayvan vagonlarına bindirerek Orta Asya’ya sürgün etmiş, insanlarımız haftalarca süren yolculukta tuvaletsizlikten, açlıktan, hastalıktan hayatlarını kaybetmiş. Ölüleri toprağa değil kara gömmüşler çaresizlikten. Askerlerin zorla aldığı ölülerimiz ise  deryalara, nehirlere atılmış. Sovyet hükümetinin bu vahşi amelleri soykırım değil de nedir?

Ahıska Türkleri’nin dramı bununla da bitmeyecekti elbet. Yönetimi Ermeni, Gürcü ve Ruslardan oluşan Sovyetler Birliği, Türk halklarına dini inançlarını ve milli kimliklerini  unutturma girişimiyle asimile etmeye çalışmıştır. Azerbaycan Türklerini- Azeriler, Kazak Türklerini- Kazaklar, Özbek Türklerini- Özbekler diye sınıflandıran Sovyetlerin, sadece Ahıska Türklerinin nüfus kimliklerine TÜRK yazmaları ileride milletimizin başına getirecekleri faciaların sinyallerini vermekteydi. Üniversitelerde tarihi değiştirerek ‘Türkler bizim düşmanımızdır’ şiarını aşılamaları ve Sovyet sınırları içerisinde Türk kimliğiyle sadece Ahıska Türklerinin tanınması, Sovyetlerin gelecekte ‘Türkü Türke kırdırma’ planının başlangıcıydı.

1980 yılların başlarında sürgün acılarını sineye çekmiş Ahıska Türkleri her bir Sovyet vatandaşı gibi eğitim haklarından yararlanmış, helal ekmek yeyip helal para kazanmış ve sürgünden sonra tekrar bir şeylere sahip olup refaha kavuşmaya başlamıştır. Yerli Özbek halkından maddi anlamda daha imkanlı hale gelmişlerdi artık. Bu sebepten dolayı yerli halk kıskanmaya başlamış, ermeni ve rusların Ahıska Türklerine karşı propagandalarına katılarak kıskançlıklarını nefrete dönüştürmüşlerdi. Artık Türkler hiç bir yerden ekmek alamıyor, pazarlarda kendi emeği ile yetiştirdikleri ürünlerini satamıyor ve gittikleri hastanelerde milliyeti belirsiz doktorların nefret dolu tavırlarına şahit oluyorlardı. M.K.Atatürk’ün ‘Beni Türk doktorlarına emanet edin’ sözünün anlamının ne kadar acı ve gerçek olduğu burada görülmektedir.

1989 senesinde ermeni ve ruslar kaos fırsatından yararlanarak Ahıska Türklerine karşı soykırım planlarını gerçekleştirmeye başladılar. O dönem hastanelerden birinde görev yapan ermeni asıllı bir doktor ‘Bizler hastanelere getirilen yeni doğan Türk çocuklarına yanlış aşılar uyguladık ve
bilinmeyen hastalık süsü vererek çocukların ölümlerine sebep olduk’ şeklinde gazetecilere açıklamalarda bulunmuştu. Ne tesadüftür ki 1989 senesinde Özbekistan’da doğan çocuklarımız aşı yapıldıktan günler sonra nedeni belirsiz yüksek ateşli hastalıklar yüzünden ölüyorlardı. Toplu şekilde hastalıktan ölen çocukların sadece Ahıska Türkü olması ermeni doktorun iddalarının kesin kanıtıdır.
Ne yazık ki benim kız kardeşim (ablam) 1989 doğumlu İrade Guseynova’da bu kirli planın kurbanı olmuş, nedeni belirsiz hastalıktan ölmüştür. Acımı sizinle paylaşıyor, tüm geçmişlerimize Allah’tan rahmet diliyorum.

BİR MİLLETİN SOYUNU KIRMAK İSTEYENLERİN, O MİLLETİN ÇOCUKLARINI ÖLDÜRMELERİ YETERLİDİR. BU SİNSİCE UYGULANMIŞ BİR SOYKIRIMDIR..!!

01-05 HAZİRAN KANLI FERGANA OLAYLARI

Özbekistan’ın Fergana vadisinde baş vermiş bu kanlı olaylar sadece facia gibi gösterilse de biz yaşanmış bu acı gerçeğin SOYKIRIM olduğunu biliyoruz. Gözleri nefretten dönmüş Özbek Türkleri, içlerinde bulunan ermeni ve ruslardan, hapishanelerden çıkarılmış mahkumlardan oluşan propaganda gruplarına
katılarak Ahıska Türklerinin yaşadıkları evlerin kapılarına, duvarlarına çarpı işaretleri çizmiş, ikinci defa geldiklerinde öldüreceklerini söylemişlerdi.
Ne yazık ki planlaştırılan o kara gün gerçek oldu. Olayın bir gün sonrasında Ahıska Türklerinin yaşadıkları evlere sopalar, molotoflar, taşlar ve ateşli silahlarla saldırı yapılmış, evler insanlarla beraber yakılmış, savunmasız yakaladıkları gelinlere, kızlara, kadınlara tecavüz edilmiş ( tecavüz edilenler
psikolojik travmalar yaşamış, bazıları intihar ederek canlarına kıymışlar ) hamile kadının karnındaki bebeği annenin karnını kesip çıkartarak öldürmüş ( aynı vahşetin, olaydan 3 sene sonra ermenilerin Hocalı’da Azerbaycan Türklerine uyguladığı katliamda görülmesi tesadüf değildir ) gençlerimiz otobüslerde,
sokaklarda okullarından, işlerinden dönerken vahşice dövülerek katledildi. Dönemin Sovyet polisi ve askerleri olayları gördükleri halde müdahele etmemiş, televizyonda olay ‘Pazar Tartışması’ olarak yayınlanmıştır.

Tarihimize kanla yazılmış FERGANA FACİASINDA onlarla sivil halkımız katledilmiş, 100 bin Ahıska Türkü soydaşımız ( Benim ailem de dahil ) Özbekistan’dan Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Ukrayna ve Rusya’ya malını, mülkünü, işini bırakarak MECBURİ göç etmiştir.

‘ Biz Türkiye’de öğrenim gören Ahıskalı Gençler olarak tarihimize sahip çıkmak, korumak, milletimizin tüm problemlerini dile getirmek ve diplomatik yollarla tüm haklarımızı koruma adına, birleşerek sağlam temeller üzerine AGB- AHISKALI GENÇLER BİRLİĞİ çatısını kurduk.
Genel Koordinatörü olduğum AGB’nın adından Fergana’da hayatlarını kaybeden canlarımıza Allah’tan rahmet, yakınlarına ve olaya canlı şahit olanlara, aynı zamanda acıyı bizimle paylaşanlara
sabır ve ihsan diliyor, tüm gençlerimizi tarihimize sahip çıkmaya ve yaşatmaya davet ediyorum . Saygılarımla..’

AGB- AHISKALI GENÇLER BİRLİĞİ
Genel Koordinatör: Ramil GUSEYNOV

kaynak.

share buttons

 

Ajans Ahıska'yı Facebookta Beğenebilirsiniz:

 

Yeni Yazılardan Haberdar Olmak İstermisiniz? :

e-maili’inizi kutuya yazıp Göndere basın. AjansAhıska e-Bülten

 

 

: