Macaristan da yapılan Turan Kurultayları ile birlikte Macar Jobbik partisi sık sık Türk kamuoyunda gündeme gelmeye başladı. Nedir bu Jobbik hareketi veya partisi diye kısa bir araştırma yaptığımız zaman aşağıdaki bilgilere rastladık.

"Jobbik - Daha İyi Bir Macaristan Hareketi (Macarca: Jobbik Magyarországért Mozgalom), aşırı sağ pozisyonda milliyetçi, yurtsever ve Turancı görüşe sahip bir Macar siyasî partisi. 

Parti, ilk olarak 2002 senesinde "Sağcı Gençlik Topluluğu" (Jobboldali Ifjúsági Közösség – JOBBIK) ismiyle, Katolik ve Protestan Macar üniversite öğrencileri tarafından kuruldu ve 24 Ekim 2003 tarihinde siyasî bir parti halini aldı.

Macaristan'da yapılan 2010 genel seçimlerinde yüzde 16.67 oy alarak ülkenin en büyük 3. partisi konumuna gelmiştir. 

Bu partinin genel başkanı Gabor Vona, kuruluş tarihi 24 Ekim 2003 ve genel merkezi Budapeşte’de bulunuyor. Milliyetçilik, Popülizm (halkçılık) ve Turancılık ideolojisi üzerine kurulan partinin sloganı ise “Macaristan Macarlarındır” sözüdür. Aşırı sağ partinin kırmızı-yeşil amblemi hilal içerisindeki bir haçtan oluşuyor. Parti Avrupa Milliyetçi Hareketler Birliğinin üyesidir." (https://tr.wikipedia.org/wiki/Jobbik)

Jobbik 2011 yılında Ermenilerin Dağlık Karabağ’da Azerbaycanlılara karşı toplu katliam gerçekleştirdiğini tanıyan bir karar tasarısını gündeme almıştı. Gábor Vona, iktidara gelmeleri durumunda Hocalı Katliamı'nı bir soykırım olarak tanıyacaklarını söylemiştir. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin tanınması bir yana, KKTC'ye büyükelçilik açılması ve KKTC'nin Avrupa Birliği'ne alınarak ticaretin de geliştirilmesi gerektiğini savunmaktadır. Jobbik partisi kendini ne sağcı ne de solcu olarak tanımlamamakta sadece vatansever olduklarını iddia etmektedir.  Macarların Hunlardan geldiğini, Türklerle ortak atalarının Hunlar olduğunu söyleyen parti çok net olmayan politik görüşlerini el yordamıyla ifade etmeye çalışıyor.

Kırım’ın Rusya tarafından işgaline ses çıkarmayan Jobbik partisi Kırım’daki sözde referanduma gözlemci olarak davet edilmişti. 16 Mart 2014 tarihinde yapılan Rus tiyatrosuna figüranlık yapan Jobbik partisi temsilcileri Lugansk ve Donetsk bölgelerinde yapılan referandumlarda da Rus tezlerini destekledi. Batılı ve demokratik ülkelerin uluslararası hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle onaylamadığı referandum Kırım Tatarları tarafından da boykot edilmişti. Macar Turancıları olduğu iddiasındaki Jobbik partisi Romanya’nın Sekel bölgesinde yaşayan Macar azınlığının haklarını nasıl savunuyorlarsa: “Kırım’ın geleceğine işgalci Rusya karar veremez, Kırımın geleceğini Kırım Tatarları tayin etmelidir” diyerek ilkesel ve etik bir tavır sergileyebilirlerdi. O günden bu yana da Jobbik partisi ve liderinden Kırım’daki Rus işgalini kınayan bir açıklama gelmedi.

Macar milliyetçisi Jobbik partisinin Doğu Türkistan, Irak Türkmenleri, Suriye Türkmenleri, Batı Trakya Türkleri, Balkan Türkleri ve Ahıska Türkleri konusunda ne düşündüğünü, bu konularda çalışma yapıp yapmadığını bilmiyoruz. Aynı şekilde Rusya’nın arka bahçe ideolojisinin esirleri Kafkas halkları, Kazaklar, Özbekler, Kırgızlar ve Kazan Tatarları hakkında da ne düşündüğünü de bilmiyoruz.

Turan ideali bizim anladığımız anlamda İsmail Bey Gaspıralı’nın sözünde ifade ettiği şekliyle “Dilde, Fikirde, İşte Birlik” demektir. Gaspıralı hayatının önemli kısmını ayırdığı “usul-ü cedit” yöntemiyle Türk ve İslam milletlerinin muasırlaşması için çaba sarf etmiştir. Gaspıralı Avrupa’nın ilmini almayı, medya vasıtası ile insanları bilinçlendirmeyi hedeflemiştir. Çıkardığı Tercüman gazetesi ile Çin’deki kayıkçıdan İstanbul’daki hamala kadar her kesime hitap etmiştir. Rusya’nın her yanındaki Türk ve Müslüman halkları uyandırmaya, düşündürmeye, ayağa kaldırmaya çalışmıştır. Bu çalışmalarında kadınların, kızların eğitimine ayrı bir önem vermiş, kadın ve kızların eğitilmeden çocuklarını eğitemeyeceklerini söylemiştir. Hatta İslam coğrafyasında eşine az rastlanır bir yöntemle mizah dergisi çıkararak amacı doğrultusunda kullanmıştır. Bu söylediklerimizi yapacak maddi gücü olmamasına rağmen zengin Türk ve Müslümanların desteğini almış Tercüman matbaasını kurarken eşinin ziynet eşyalarını satmıştır.

Türk dünyasının hamaset fırtınasına kendisini kaptırmış olanların dörtnala giden atlar ve çadırlar önünde yapılan şovlarla mest olduklarını görüyoruz. İsmail Bey Gaspıralı gibi zor olan yol yerine kolay yolu seçip Rus milliyetçisi A. Dugin’in değirmenine su taşımakla Turanı kurduğunu sananlar “Avrasyacılık” adı altında Rus emperyalizminin çağdaş bir versiyonu ile karşı karşıya olduğunu göremiyorlar.

 

QHA